“Kölelik insanın ruhunda var” gibi bir söylemde bulunmak ne kadar yanlış ise insanın kendisini esir seviyesine düşürerek, kendi iradesinden yoksun kalması da o kadar yanlış.
Çünkü insandaki itaat dürtüsü yanlış sınırları ihlal ederek insani kölelikleri yaratıyor.
Karıştırılan kavramların biri“İtaat” iken diğer kavram “Esaret” kavramı olmakta.İtaat ile Esaret kavramlarının sınırlarının biri birinin içerisine girmesiyle, insanı farklı boyutlara götüren çirkinlikler de artış gösteriyor.
İtaat sürdürülen yaşama, toplumsal yapıya veya sosyal yaşamın ve günlük hayatın olağan tüm durumlarına uyum sağlama anlamı taşır.
Esaret ve daha ağır ifadesiyle kölelik ise beyinin, ruh ve iradenin tamamen başkasının yönlendirmesine bırakılması manası taşır.
Kölelik eski zamanlarda bedenlerin alınması/satılması manasında bir çağrışım yaratıyorsa da günümüzde bir anlam kaymasına uğradığını da tespit etmek gerekiyor.
Çünkü eskiden bedenler zorla esir alınır ve aşağılık bir şekilde her yönüyle kullanılırdı. Zamanımızda ve yaşanan yüzyılda bedenler alınıp/satılmıyor.
Beyinler ve haklar esaret altına alınarak insanlar kendi köleliklerini yaratıyor.
Hem de kendi istekleri ve seçimleriyle.
Yaşam şeklimizle, eğitim sistemimizle, kültürel değerlerimizi yitirmekle, inanç ve ilahi ilkelerle donatılmış benliğimizi yok ederek, sosyal ilişkilerden koparak, toplumsal iletişim kanallarını kullanmayarak, bireysel yalnızlığa gömülerekesaretimizi körükleyen nedenler ortaya çıkarıyoruz.
İçinde yaşanan toplum ve sosyal çevre insan birlikteliğinin zorunlu olduğu yaşam alanlarının olmazsa olmazıdır.
Diğer insanlarla birlikte yaşama koşullarında bulunmanın bir gereği vardır: “Uyum” sağlamak ve “Diğerini Gözetmek” konusunda hassas bir denge kurmak.
Topluluk hayatında kurallara uymak, hukuki ve kültürel hakları gözetmek, birliktelik ruhuyla belirlenen yönetim mekanizmalarıyla aynı çatıda altında buluşmak farklıdır;
Ruhu ve iradeyi bireysel kullanma gücünde zafiyet göstererek tamamen başkalarının iradesinde belirlenen bir yaşam şekliyle sürdürmeye çalışmak farklıdır.
Bireysel özgürlükleri ve toplumsal hakları yaşama adına bireyin kendi yaşamına yön vermek için edindiği eğitim, meslek, aile, sosyal çevre ve statülerin gerekleri için uyum sağlamak ve kurallara uymak farklıdır;
Dayatılan ve kişisel hürriyetleri boyunduruk altına alan oluşumlara ya da insanlara körü körüne bağlılık farklıdır.
Bilinen gerçek, esaretin bağımlılık yarattığıdır.
YORUMLAR