Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Cengiz Haşimoğlu

BAYRAMI YAŞAMAK

Yaşantılar ve hayat süreci insana verdiği huzur ile mutluluk sayesinde anlam kazanır. İnsanın beklentileri vardır, insanın değerleri ve hayatını renklendiren bağlılıkları vardır. İnsanın ihtiyaçları vardır; Duygularını, hislerini, zevklerini, bedeni gereksinimlerini karşılaması gereken ihtiyaçlar.

İnsan mutlu oldukça ve huzur duydukça hayatını ve yaşamını sürdürme ihtiyacı hisseder. Yine güvende olmak ve korunmak amacı taşır, yaşamını kötülükten ve tehlikelerden uzak tutmak için…

Hayatının tüm dönemlerinde zarar görmemek, tehlike yaşamamak, güvende olmak, kötülüklerden uzak kalabilmek amacıyla çaba gösteren insan, bazı dönemlerde kendini doğal olarak bu ortamlarda bulur.

Huzurun hâkim olduğu, kötülüklerden uzak kalındığı, herkesin ahlaki ve insani özelliklerini ön plana almaya çalıştığı bu dönemlerde ideal yaşam koşulları ortaya çıkar.

Bayramlar bu yüzden değerlidir.

Bu yüzden insanlar dini bayramların ilahi ilkelere dayanan kutsallık hikmetini yaşamaya çalışır. Çünkü insanı etkileyen en önemli alan inanç alanıdır. İnandığı ve kutsal kabul ettiği değerlerle kötülüklerden korunduğunu ve kötülüklerden arındığını bilir.

Ramazan ayının sonu itibariyle yaşanacak olan bayram ikliminin sırrı da insana yüklediği bilinç halinin diğerleriyle birlikte zarar vermeden yaşamayı becerebilme sorumluluğudur.

Ortak inançlar, ortak ortamlar, ortak paylaşımlar, ortak duygu/düşünce şuuru, toplumsal güvenlik adına ortak kurallar bütünlüğü gibi ön planda tutulması gereken ilkeleri benimseme ve katılım gösterme hassasiyetini gözetme amacıyla sorumluluk edinilir.

Bayramı yaşamak inanca olan bağlılığın ve insanı kuşatan değişik uygulamaların hayata aktarılmasıyla sağlanır. Örneğin oruç olgusu bir ibadet olsa da oruç tutma uygulaması birçok insanın ortak yaşam modelinde bir araya gelmesi ve ortak eylemde buluşmasıyla değer kazanır.

Ramazan ayı boyunca ortak eylemler kitlesel bir hareketlilik kazanarak toplumsal şuur aracılığıyla insanlar arasında var olan uçurumları yok eder.

Yardımlaşmanın ve paylaşımların arttığı dönemlerin ortak eylemlerinden biri olan oruca başlama ve orucu bitirme anlarının adı olan iftar ve sahur saatlerinin verdiği manevi huzurun başka bir unsur ile doldurulması imkânsızdır.

Amaç aç kalmak olmadığından ya da amaç nefis terbiyesiyle aç olanın halinden anlamak olduğundan ortaya çıkan sabır, merhamet, bereket ve heyecanların kitlesel insanlar üzerindeki etkisi bir bakıma ideal toplum kültürünün oluşumunda ön ayak olmakta.

Özellikle kutsallığı yüreklerimize kodlanan kitabımızın armağan kabul edilen rehberliği düşünüldüğünde, kalp gibi akıl da temel gerçekliğini sorgulama konusunda çözümler bulmakta.

Bu ay içerisinde mucizevi ispatlarla insanlığa gönderilmiş olan kitabımıza olan muhtaçlığımız sayesinde varlık sırrımızı sorgulayabiliyoruz.

Yaratıcımızın hediyesi olan kutsal kitabımıza muhtaçlığımız, ancak okunması ve anlaşılmasıyla giderilebilir. Yapılan namaz sonrası mukabeleler kadar bireysel okumalar ve Kuran mealleriyle insana sunulan rehberlik ilkelerini öğrenmenin çabaları da gösterilmelidir.

İbadetlerin bütünlük kazandığı, var olmaya mana ve hikmet yüklendiği kutsal günlerin insana gösterdiği yol aslında vahdet kavramının karşılığıdır. Yani bir olmak ve birlik içinde bulunmak yoludur.

İnsanlar, bayramın tadını ay boyunca yaptıkları ibadet eylemleri ve insanlara maddi katkı sunan zekât ve fitre kültürleriyle de yaşamaya çalışır. Bayramı tadında yaşayanların hem yaptıkları hem de inanç gereği hissettiği değerlerle huzur bularak bayramı sindirmeye çalıştığı temel bir inanç sisteminin parçası olma şansına sahibiz.

Tutulan oruçlarla birlikte yaşanan bayramlarda insan bedeninin dinlenme sonucu kavuştuğu sağlıklı hal için bilimsel verilerin peşinde koşmaya gerek yok. Çünkü yiyecek ve içecek konusunda yılın bir döneminde veya ayın belli günlerinde sadece oruç tutmak amacıyla değil, sağlık açısından fazla yüklenmeden uzak durmanın bedeni açıdan çok önemli sağlık problemlerini bertaraf ettiği bilinen bir gerçek.

Vücudun dengelenmesi, alınan kalori ve fazla beslenmenin biriktirdiği yağ ve kolesterol oranlarının atılması konusunda vücudun daha önemli fonksiyonlara odaklanarak hastalılardan ve enfeksiyonlardan arınmaya çalıştığı tespit edilebilir.

Vücudumuzun belli oranlarda tuz, protein ve su alması sağlıklı bedenleri ortaya çıkarırken, normal günlerde ölçünün kaçırılmasının önemli hastalıkları ortaya çıkardığı görülebiliyor.

Bayramı oruç aracılığıyla sağlık sorunlarına ürettiği çarelerle, yardımlaşma ve paylaşım ilkelerini hatırlatmasıyla, sabır ve merhamet şuurunun yanı sıra vahdet ve sorumluluk bilincinin yaşatması nedeniyle tadında yaşama şansını kullanmayı becermek gerekiyor.

Günümüz dünyasının insanlar tarafından sebep olunan çirkin yüzüne ve insanlık üzerinde oynanan tüm senaryolara karşı hesap gününün herkese hakkını vereceği son noktayı bekleme adına; Ramazan Bayramını kendi huzurunda ve inanç birliğinde geçirmenin temennisiyle ellerimizi dualara semaya açmanın Nirvana’sını yaşayalım.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER