Farklı âlemler ve bilinmezlikler…
Birincisi maddi dünya yani içerisinde var olduğumuz, yaşam sürdürdüğümüz mekân. Diğeri ise inananlar ve inanmayanların arasında tartışma konusu olan asıl âlem!
İlahi mana itibariyle bir tanımlama yapılacak olursa: “Yaratıcının mutlak iradesi ve tanıdığı fırsat ile insana kullanması ve değerlendirmesi için yarattığı sahnedeki rolü. Sahnenin başrol oyunculuğunu yüklenen insanın iyi ile kötü, haram ile meşru olan arasında yaptığı tercihlerle yaşamını belirlemesi amacıyla bulunduğu dünya ortamı.”
Diğeri de kazanılması için yolu gösterilen ve dünya hayatında kötülükten/günahtan kaçınarak insanlık rolünü başarıyla tamamlayanlara ya da başaramayanlar için de ceza müeyyidelerinin uygulanacağı ahiret ortamı.
Asıl dönülecek mekân. Gelinen ve gidilmesi gereken ortamın aktörlüğünü üstlenen insan için hazırlanan âlem…
İki dünya ya da iki ayrı âlem, insan için ve insanın seçimi için önüne konulan tercihler olarak sahip olunan bilgiler ile henüz bilgisine ulaşılamamış âlemin varlığını hissettirme konusunda, ilahi kaynaklarda belirtilen işaretlerle önümüzde durmakta.
İçerisinde olunan ve yaşam koşullarının devam ettiği dünya ortamı, maddi varlığıyla insana duyular âlemininimkânlarını sunuyor. Başlangıç noktasından bitiş noktasına kadar hayatın tüm dönemlerini kapsayan yaşam ortamı iki dünyadan ilk olanıdır.
Öncesi ve sonrası düşünülmeden sadece dünya yaşamı açısından başlı başına bir gerçeklik olan varlık âleminde insan ne olduğunun, nasıl varlık kazandığının, ne amaçla varlığa büründüğünün ve bedeni ile ruh enerjisinin bir araya nasıl geldiğinin soru işaretleriylezihinsel sorgulamalarını her zaman sürdürmekte.
Varlık âlemiaçısından içerisinde bulunulan dünya koşulları itibariyle insanın cevaplayamadığı iki önemli nokta var:
Bir kaynak var… İnsanın geldiği ve varlık kazanmasında çıkış noktası olan!
Bir sonuç ve varış noktası var… Bilgisine ilahi kaynaklarla sahip olduğumuz,gidilecek ve yaşamın devam edeceği yaşam alanı!
İlk kaynak ile son noktanın arasında kazandığı kimliklerle insani varlığını yaşam alanlarında sürdürme derdinde olan insan, akıl ve iradesinin sahip olduğu bilgi gücünü sınırlar ötesine götürememekte. Çünkü sınırlar ötesinin cevapları bilinmemekle birlikte tek bir noktaya odaklanan yanıtlarla avunmaya çalışmakta: İnanç ve ilahi bilgiler.
İlahi bilgiler ve sahip olduğumuz inanç sisteminin bize gösterdiği adres itibariyle gelinen kaynak ile son noktada varılacak mekân aynı âlemdir. İnsana tanınan fırsatın karşılığı olarak da öte dünyaya başarı kazanarak varılması gerekiyor. Başarı kazanarak varılmasının ödülü, sınırsız bir hayat pınarı ve sayısız nimetlerle bahşedilen mutluluk dünyası.
YORUMLAR