ÇEVRE KİRLİLİĞİ (2)

0

BEĞENDİM

Haber: Cengiz Haşimoğlu

0

İnsan ve canlılar tarafından yeryüzünde kullanılan ve yaşamın devamını sağlayan ana unsur olarak var olan oksijen elementi atmosferde insan türünün varlık kazanmasında kapsayıcı bir özelliğe sahiptir. Yeryüzünde en çok bulunan bir gaz olarak insan, hayvan ve bitkilerin yaşam koşullarını sağlayan bir hava koşulunu sağlama görevini yürütür.

Yani havanın kirlenmesi, oksijen gibi yaşamın ana kaynağı olan nefes alma olayının baş aktörünün bedene alınmasına engel olunması veya ortadan kalkması anlamı taşır. Atmosfer dediğimiz yeryüzü ile gökyüzü arasında insana yaşam kaynağı olan tabakanın zarar görmesi, oksijen tedarikinin sağlanmasında zorluk yaşanması; Toz, duman ve zararlı su buharı gibi unsurların yarattığı etkilerle havanın kirlenmesi demektir.

Bu yüzden hava kirliliği yaratan fabrika, santral, konut, taşıt araçları gibi fosil yakıt veya üretim atığı ortaya çıkaran insani sebepleri zararsız hale getirmenin zorunluluğu karşımıza çıkıyor.

Bir diğer kirlilik itibariyle temiz tutulması gereken kaynak Su unsurudur. Su kirliliği doğal halde bulunan veya insanlar tarafından ıslah edilen (barajlar, şebeke kanalları, tarımsal sulama, boru ve kanal döşemeleri…) suların bir takım zararlı maddelerin ve suyun özünü bozacak etmenlerin suya karışması sonucu ortaya çıkan kirliliği ifade eder.

Klasik hale gelen ifadeyle endüstri kuruluşları ve sanayi merkezleri başta olmak üzere fabrika ve tarım faaliyetlerinin kirli atık ortaya çıkaran yöntemleri bir düzene koymanın projelerini özümseme ve uygulama bilincine ulaşmak gerekiyor.

Çevre kirliliği yaratan etmenler arasında çöplerin ağırlıklı yer tuttuğunu söylemek yanlış olmaz. Dünyanın hem geçmişte hem de zamanımızda ve gelecekte küresel bir sorunu olan “Çöp Sorunu” dünyanın doğal ve döngüsel değişiminin dışında bir durum. Yani dünyanın düzen ve işleyişinin doğal hali hiçbir çöp sorunu yaratmazken, çöp sorunun ortaya çıkmasını sağlayan etmenler insan kaynaklı etkiler olmakta.

Özellikle yok olması yüzyılları bulan ambalaj/naylon atıklar insanlığın geri dönüşümünü sağlanmaması halinde sorun yaratan en önemli başlık durumunda.

Teknolojik yapılanma unsuru araçlar ve makineler yönüyle kullanılan cihazlar ve araçların neden olduğu kirlilikler de yeniçağın küresel sorunlarından biri durumunda. Çünkü enerji santralleri, nükleer silah üreten fabrikalar, özellikle sağlık alanının kullanılan radyoaktif cihazları yaydıkları negatif enerji ve radyasyonla hava, su ve toprak kirliliği gibi yaşamsal zararlar doğurmakta.

Önlemeler ve alınacak tedbirler söz konusu olunca çözümler kendiliğinden ortaya çıkabiliyor.

Öncelikle bilinç sahibi olmak önemli…

Kirlilik sebebi olmama adına insanların temizliği benimsemesi ve bedensel ve çevresel temizlik koşullarını hayatın bir parçası yapmayı becermek lazım!

Tarımsal üretimin yanı sıra hayvansal üretim aşamalarından elden geldiğince kimyasal gübre ve yitecekten uzak durmanın yollarını aramak gerekiyor. Doğal dengeyi bozacak kimyasalların kullanımını aza indirmenin yöntemlerini bularak organik tarım ve hayvancılık faaliyetlerinde eskiye dönüş sağlanmalıdır.

Geri dönüşüm zincirini kurmanın derdiyle hareket etmek için atıkların/çöplerin azaltılarak dönüşümünün ve yeniden işlenmesinin sağlanması gerekiyor. Sanayi atıklarının geri dönüşümü gibi atık suların da geri dönüşüm konusunda değerlendirilmesi için teknolojik donanım tedarik etme çabasına girmek gerekiyor.

Kullanılan araçların yakıtı olan fosil yakıt yerine elektrik enerjisiyle çalışan ulaşım araçlarını üretmenin altyapısını oluşturmak sağlıklı olacaktır. Var olan ulaşım araçlarının bakımının yapılması kadar eskiyen araçların yenilenmesi için geri dönüşüm kanallarını hareketlendirmek için maddi olanaklar sağlamak şart.

En önemlisi hukuksal yaptırımlarla yasal dayanakları işler hale getirmenin altyapısını kurmak duyarlılık yaratacaktır. Artan insan sayısı gibi artan şehirleşme ve kentleşme evrelerine hazırlılık noktasında gereken yasal düzenlemeler ve uyulması gereken kuralları kültürel alışkanlıklar haline getirmek zorunluluklarımız arasında.

İnsan düşen görev kendisi için yaşam kaynağı olan unsurları ve kendisine yaşam alanı molan çevreyi kullanmak kadar koruma bilincine de sahip olmaktır.