YEREL SEÇİMLERE DOĞRU

Start alındı…

Yeni bir yönetim sisteminin ilk seçimi ve yönetim mekanizmasının önümüzdeki siyasi dönemlerde izleyeceği rotanın yöntemleri belli oldu. Yeni Başkan, yeni Bakanlar Kurulu veya Kabine sistemi, yeni Milletvekilleri ve siyaset ile toplum birlikteliğinin ana aktörü olan halk unsurunun beklentilerinin oturduğu zeminde hizmet kültürünün yansımaları!

Genel seçimler itibariyle kurulan hükümet ve 16 kişilik Bakanlar Kurulu ile birlikte Meclis çalışmaları faaliyetlerine hız kazandıracak. 2023 yılı hedeflerine ulaşmanın adımlarının atıldığı siyasi arenanın merkezi yönetim teşkilatı biçimlenmeye başladı.

Ülke yönetiminin Merkezi Yönetim itibariyle Hükümet ve Meclis organlarının meydana getirdiği işleyişin yanında bir de Yerel Yönetim organları olan Valilik ve Belediye organlarının oluşum ve işleyiş teşkilatlanması mevcut.

Ülke geneli örgütlü yapının yanında bölgesel ve İl hizmetinin yürütülmesinde sorumluluk taşıyan birimlerin yönetim aktörleri de zaman ve dönem itibariyle değişkenlik gösterir. Valilik, en üst yerel yönetim merkezi konumunda İl ile alakalı tüm Yürütme işlevlerini sürdürürken, Belediye ve Özel İdare birimlerinin alanda hizmetin ana organı olduğu görülmekte.

Atama ile yönetimin başını çeken Valilik makamının yanı sıra (Özel İdare de atamaya tabiidir) Belediye yönetiminin üst temsilcisi seçim ile 4 yılda bir belirlenmektedir. 2019 Mart ayı Yerel Yönetim organı olan Belediye Başkanlığı seçimi için sandıkların yolunu bize gösterdi.

Yönetim anlayışında, Genel Seçimlerde insanların hayat felsefeleri, bakış açıları ve zihniyeti Meclis çatısı altında seçilecek Milletvekilleri için ana etken iken, doğal seyrinde kullanılan seçim mantığı konusunda sıkıntılar yaşanmıyor. Çünkü temsil edilecekse toplumun her kesiminden sesin ve temsilcisinin ortamda olması ve siyasi işleyişe katkı sunması normal olandır.

Ama siyasi işleyişin yanında hizmet, halk talepleri, il sorunları (alt yapı, üst yapı çalışmaları, ulaşım ve trafik akışı, elektrik ve su sorunları, çevre düzeni ve temizliği…) söz konusu olduğunda işin rengi değişebiliyor.

Son 23 yılda yerel yönetim mekanizmalarının İl için atılan adımlarında neler yapıldığı veya kimlerin hizmet konusunda katkı sağladığı incelendiğinde, bir karara varılması gerektiği ortaya çıkacaktır.

İl yönetiminde hizmet olgusu mu göz önünde tutulmalı? Yoksa ideolojik zihin ile siyasi beklentilerimiz mi ön planda olmalı?

Zor olduğu kadar kafa yorulması gereken bir nokta! Çünkü son iki yılın inşaat alanına dönen ve bitmeye yaklaşan tüm hizmetlerde bazı girişimci ruhların aktif olduğu görülüyor. Hizmet eden ruhlar mı, hayat felsefemizin temsilcileri mi?

Doğrusu yaşam kalitesi ve temiz-sağlıklı ortamların varlığının yanında her yönüyle rahat bir şehir mekânının açlığını duymuyor değiliz… Yerel seçimlere yakın bir sürecin içerisinde, planlı ve imara açık yerleşim birimlerinin projelerini tartışmanın kendimiz açısından uygun olacağı kanaatindeyim.

Hava Mania gibi büyük bir problemin sona erdiği dönem olarak yerleşim birimlerimizin aradığımız ideal çevre koşullarına ulaşması konusunda beklentilerimiz çok fazla!

Artık bazı kalıpların değişim zamanı geldi ve değişim teknolojik alt yapılar ile yerleşim birimlerinin değerleriyle birlikte vizyona uğramak zorunda…