YÜKSEK SUÇ ORANI (1)

0

BEĞENDİM

Haber: Cengiz Haşimoğlu

0

Biz hayıflanmaya ve eleştirilere/şikâyetlere devam edelim. Kendimiz dışında insanlarda ve çevre elemanlarında eksiklik bulma telaşına düşelim.

Kendimizi merkeze koyarak ortada var olan problemleri, krizleri, hayati sıkıntıları ve kaos yaratan eylemlerin dışında kendimizi tutarak umarsızlık göstermeye devam edelim.

Umursamadığımız şey oranların artış göstermesi!

Son yılların önümüze serdiği istatistik veriler ile basın organlarından edinilen bilgilerin işaret ettiği acı gerçek itibariyle ifade edilecek temel gerçeklik: Suç oranları her geçen gün daha fazla artma eğilimi gösteriyor.

Suç ile İnsan kavramlarının bir araya gelmemesi gereken ya da beraber ifade edilmemesi gereken kavramlar olduğu göz önüne alındığında, son zamanlarda büyük problemler yaşandığı görülebiliyor.

 Hayat koşullarının zorluğu, yetersiz kazanç, ekonomik nedenler, eğitim sorunu, insanların psikolojik dünyalarında yaşadığı bunalımların etkisi, çevre faktörü, ailevi problemler vb. gibi sayılabilecek birçok etkenin suç unsurunun ortaya çıkmasında temel dayanak durumunda olduğu tespit edilebilir.

Çünkü insanlar aradığını bulamama veya istediğini yaşayamama anlarında, kendilerini avunacakları ya da tatmin olacakları değişik yollara yönlendirmenin çabasındadır.

İnsan hayatı itibariyle toplumsal yapının bir parçası olan birey açısından yaşam döngüsü iki yönlü bir işleyiş ve sürekliliğe sahiptir:

Kontrolümüzde olanlar!

Kontrolümüz dışındakiler!

Bireyin sosyal ortam ve sosyal yaşam koşulları bu iki yönlü değişkenin etkisiyle şekil kazanır. Birey yaşamı bu iki değişkenin ağır basan yönleriyle insanı hayatın içinde tutma gücü gösterir.

Düşüncelerimiz, zihinsel işleyişimizin olağan gelişimi kontrolümüzde olan ve irademizle yönlendirebildiğimiz bir bilinç halini işaret eder. Aynı şekilde davranış ve hareketlerimiz de kontrolümüzde olan bireysel faaliyetlerimizin bütününü oluşturur.

Kendimize yaklaşım tarzımız veya bilincimizi kullanarak fiziksel ve psikolojik özelliklerimizi denetleyebilmek de bireyin kendi gücüyle ilgilidir. Zamanı nasıl kullanmak gerektiğini bilmek ve zamanımızı nasıl harcayacağımızı kontrol edebilmek yine kişisel kontrol ile yapılacak bir özelliğimizdir.

Yaşamımızı sürdürürken enerjimizi yönelteceğimiz şeyler de kontrolümüzde olan unsurlardır. İlgi ve merak alanımıza giren şeylerle uğraşmak ve hayatımızın bir parçası haline getirmek kontrol edilebilecek bir özelliğimiz olarak başka bir yönümüzü ortaya koyar.

Amaç edindiğimiz veya hedef koyduğumuz, zihnimizde hedef belirlediğimiz şeyleri kontrol edebilmek ayrı bir becerimizdir. Bununla alakalı zorluklara göğüs germek ve zorlu mücadelelere girişmek kişisel becerimizin kontrol edilebilir yönlerini gösterir.

Ayrıca insan sınırlarını bilen bir varlıktır. Neye gücünün yeteceğini ya da neyin göçleri üzerinde olduğunu bildiğinden dolayı sınırlarının farkında olan bir iradeye sahiptir.

Ama bir de bu durumların dışında insanı kısıtlayan/sınırlayan kontrolümüz dışındaki durumlar vardır. Örneğin geçmişimiz ve yaşanmış olayların sorgulanması demek isteneni açıklayacaktır. İnsan geçmişi kontrol edemez veya yaşadığı olayları geri getiremez.

Başkalarının hareketlerini kontrol edemez. Başkasının düşüncelerini ve zihinsel işleyişini denetleyerek kontrol altına alamaz. Onu aşan şey başkalarının kişisel ve özel alanlarına müdahale edememe durumudur.

Yine bireyin canlı varlık olarak çevresinde olan-bitenleri kontrol edememe zaafı vardır. Çevremizi kendi çapımızda şekillendirme çabası olsa da çevremizin tümünü ya da bütün taraflarını değiştirme/kontrol edebilme gücümüz yoktur.