Marmara Bölgesinden (özellikle ülkenin kalbi durumunda olan İstanbul’ dan) başlayarak Karadeniz Bölgesinin altından ve İç Anadolu Bölgesinin üzerinden Doğu Anadolu Bölgesinde Van’ a kadar uzanan bir Fay Hattı söz konusu.
Doğu Anadolu Bölgesinden saparak Güney Doğu Anadolu Bölgesine yönelen hat, Akdeniz Bölgesi sınırlarında Adana’ nın yanından Hatay topraklarına kadar inmekte. Ayrıca Ege Bölgesi ve özellikle Menderes Bölgesi kaynaklı Fay Hatları büyük riskler taşıyor.
Bölgesel manada risk bölgesi dışında olduğu söylenen 24 il dışında Karadeniz sahil kıyısı boyunca uzanan şerit üzerindeki iller, İç Anadolu Bölgesi, Akdeniz Bölgesi, Güney Doğu Anadolu Bölgesinin Güneye bakan toprakları deprem kuşağı dışında bulunuyor.
Ülkemiz büyük oranda “Deprem Fırtınası” yaşama riskiyle tam bir Deprem bölgesi olarak Asya ve Avrupa kıtalarını bir birine bağlayan stratejik bir kavşakta bulunuyor. Sahip olunan kıtalar arası ulaşım, enerji, deniz, hava, ekonomi, dini ve kültürel sermayelerinin yanında coğrafik yapı itibariyle afetlere maruz kalma riski yaratan konumunu da koruyor.
Yani 500 yıldan fazla sürede biriken ve depreme yol açan enerji birikimiyle ortaya çıkan 6 Şubat depreminin yanı sıra henüz boşalmayan ve 500-600 yıllık enerji birikimi ile altımızda canlı bir bomba gibi bekleyen tehlikeli bir yeryüzü yapısı üzerinde bulunuyoruz.
Bu yüzden tedbir!
Bu yüzden hazırlık!
Uzmanların söylediğine göre yaşanan şiddetli Deprem Fırtınası kendisine yakın diğer Fay Hatlarını harekete geçirdi. 13 milyona yakın insanın yaşadığı deprem bölgesindeki 10 ilin yaşadığı tehlike ve yıkımların başka bölgelerde ve illerde yaşanması riskine karşı alınacak tedbirler var.
En önemlisi ve başta gelen çare “Zemin Etüdü” dediğimiz coğrafik konum.Yumuşak zemin ve sulak arazilerin depreme dayanıklılığı tartışılır. Zemini sağlam ve kalık olan arazilere yönelmek gerekiyor. Güçlü bina yapımı kadar güçlü zemin arayışı da olmalı.
Kentsel Dönüşüm diğer bir çözüm noktası. Eski binaların yıkılma ve hasar görme olasılığı daha yüksek olduğundan yeni binalara dönüşümleri için planlama yapılabilir.
Yapılan binalarda Müteahhitler büyük önem taşıyor. Mal hırsı ve fazla kazanç sevdası nedeniyle insanlara mezar kazan Sermayederler istemiyoruz. Vicdanı ve merhametiyle projeler üretme derdi olan Müteahhitlerin varlığına muhtacız.
İnşaat standartları uygun olan zeminlerde, sağlam inşaat yapma amacı olan ve denetlenen bir resmi işleyişe sahip binalar ortaya çıkarılmalı. İmar ve Tapu işlemlerinin sağlıklı yürütülerek projelere bağlı kalınması amaç edinilmeli. Belediyeler ruhsat ve kabul işlemlerini denetleme ve raporlar sonucu hayata geçirmelidir.
Yeni oluşturulan Yapı Denetim mekanizması önemli bir görev yüklendi. Bu aracı denetim yapısının iyi işletilmesi ve kontrol altında tutulması gerekiyor.
Şehirler ve yeni gelişen kentlerde “Dikey Yapılaşma” değil, “Yatay Yapılaşma” ilkesi göz önünde bulundurulmalı. Yani dar bir alanda yüksek bina ve siteler yerine geniş alanlarda ve yeni imar alanları yaratarak az katlı evler yapmaya yönelmek gerekiyor.
Bir de bu işleyiş sadece resmi yönetimlere sığınarak sağlanmaz. Bireysel hassasiyet ve kişisel vicdan muhasebesiyle insanların kendisini amacına uygun binalar yapmaya yönlendirmek lazım.
YORUMLAR