Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Cengiz Haşimoğlu

DEPREM FIRTINASI (1)

Kalbimiz kırıldı veya içimiz yandı demek basit kalıyor.

Tabiri caiz ise “Ruhumuz incindi” demek istiyoruz. Çünkü derin bir etki ve duyguları alt üst eden bir acının sınırsız derinliğine gömüldük.

Acı ve keder aslında coğrafyamızın vaz geçilmezi. Topraklarımız, özünde acı ile vefanın kavrulduğu bir kültürel yapılanmanın harmanlanmış insan modeline sahne oluyor.

İnsanımız inancıyla, değerleriyle, kültürüyle, vefa ve fedakârlıklarıyla ırksal kodlarına işlenmiş insani ilkelerini yaşamaktan vaz geçmeden,var olma bilincini yaşatma becerisini gösteriyor.

Bunu ispatlayan örnekleri yaşadığımız afetlerde ve ortaya çıkan doğal afetlerin yıkımlarına el uzatmaya çalışan insanımızın girişimlerinden anlıyoruz. Yapılan yardımlar, edilen dualar, kurulan empati bağları ve afet bölgelerine gitme çabalarının önümüze serdiği insan kitlelerinin varlığı;Özümüze ve genetik kodlarımıza işlenmiş inancı, değeri, ahlaki ilkeleri ve sosyal dayanışma ruhunu ispatlar nitelikte.

Merhameti ilke edinen ve dini inancı veya ırkı ne olursa olsun dayanışma ve yardımlaşma ruhunu içine sindirmiş olan onurlu insanların yardım eli birçok koldan afet bölgesine ulaşmaya devam ediyor.

Fedakârlığı ve yardımseverliği hayat ilkesi kabul eden çocuk, genç ve yaşlı insanımızın temiz yüreklerinden gelen duaları ekleyerek bağış yapmaya çalıştığı yardımlar tarihe erdemlilik örneklerinin imzası diye atılacak.

Yaşanan güzellikler ve sosyal dayanışma ruhunun içimizi ısıtan görüntüleri takdir toplamakta. Ancak işin bir de kötü ve çirkin olan tarafı var. Yağmalanan ve yapılan yardımları çalan kişilerin onursuz varlıkları da bizi üzen gerçekler.

Bu manada bilinmeyen veya güvenilmeyen kişilere ya da yerlere yardımlar teslim edilmemeli. Özellikle bilinen ve tanınan resmi kurumlar ile önceden bilgi sahibi olunan dernek ve vakıflara yapılacak yardımlar yerini bulacaktır.

Herkese güvenilmemeli ve menfaat sağlama durumuna karşı uyanık olunmalı. Birçok kişinin toplanan yardımların başında afet bölgesine gitmesi sağlıklı oluyor.Kayıplar çok fazla ve yakınlarını kaybedenlerin acısı büyük. Yaptığımız yardımların yanında ibadetlerimiz sonrası açılan avuçlarımızla duada bulunmak tek avuntumuz.

Sadece ülkemizde değil, dünya genelinde ve tüm ülkelerde rastlanmamış bir deprem şoku yaşandı. Coğrafyamız ve topraklarımız özellikle diğer afet felaketlerinden farklı olarak en çok “Deprem” felaketine tanıklık eden bir jeolojik yapıya sahip.

1990 sonrası yaşadığımız deprem felaketlerine baksanıza!

Özellikle 6 Şubat depremi tüm bilim dünyasını şaşkınlık içerisinde bırakan bir sarsıntıyla on binlerin canına mal olan sarsıntıları yaşattı.

Yorum yapan yerli ve yabancı bilim çevrelerinin ortak noktası böylesine bir sarsıntı ve şiddeti yüksek depremin art arda gelerek yeni felaketleri işaret ettiğidir. Yani (Allah muhafaza etsin ve inşallah yaşatmasın) hazırlıklı olmanın uyarıları yüksek sesle dile getirilmekte. Bizi etkileyen “Fay Hattı” 700 kilo metre uzunluğunda ve 75 kilo metre genişlikte bir rotayı önümüze koyuyor. Ülkemiz “Deprem Haritası” konusunda öylesine kötü bir manzaraya sahip ki tarif etmesi bile ürküntü yaratıyor.

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER