Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
M.Şükrü Yıldırım

SOSYAL MEDYA MI BASIN MI?

Basın, halkın gözü kulağı aynı zamanda da dilidir. Basın, halkın tercümanıdır. Ya da öyle olmak zorundadır.

Halk basın sayesinde gündemi takip ederken talep ve şikayetlerini de basın yoluyla duyurabilmektedir. Televizyon kanalları, haber ajansları, yerel ve ulusal gazeteler, dergiler derken bir de sosyal medya platformları ortaya çıktı. Elinde telefon olan herkes indireceği bir sosyal medya programıyla istediğini söyleyebilir, paylaşabilir. Sonra olay “biz gazeteciyiz” muhabbetine dönüverir.

Peki basın dediğimiz olgu ya da gazetecilik mesleği dediğimiz şey böyle bir şey mi? Değil! Kesinlikle değil! Eskiden her eline kamera alan nasıl ki gazeteci sayılmıyor idiyse bugün de eline telefon alan herkes ya da sosyal medya platformlarında kanal açanlar, sayfa açanlar da gazeteci sayılamaz! Sosyal medyada gerçekten boy gösteren, kendini kanıtlayan gazeteciler yok mu? Var elbette! Ama adı üstünde onlar “gazeteci”.

Basının kuralları, tecrübesi, yorumlama gücü vardır. Gazeteciliğin mesleki etik ve ahlak kuralları vardır. Gazetecilikte başta ham olursun, zamanla tecrübe kazanırsın pişersin. İlkeli bir duruşun olur. Yanılma ihtimalini göz ardı etmezsin. Temkinli olursun. Perdenin önü gibi ardını da süzersin. Demem o ki gazetecilik mesleğinde kendini geliştirenler işin felsefi boyutuna ulaşırlar nihayetinde! 

Bugün ülkemizde milyonlarca kişi maalesef üşengeçlikten midir bilemiyorum ama bir gazete ya da köşe yazısı okumadan sadece belli başlı sosyal medya kanalları ile sayfalarını takip ederek neredeyse kendisine “entelektüel” ya da “bilgin” deme noktasına gelmiştir. Bu durum Batmanımız için de geçerlidir. “Gündemi falanca sayfadan takip ediyoruz” diyenlerin sayısı azımsanmayacak kadar çoktur. Özellikle genç nesiller, maalesef sadece görsellerden oluşan bu sayfalara bakarak gündemi takip ediyor veya ettiğini zannediyor. Eğlence veya merak amaçlı tabi! Belki alışkanlık belki de bağımlılık! Ama bu durum kesinlikle insanın muvazene yetisinin körelmesine sebep olmakla birlikte düşünce geliştirilmesine, yorumlama gücünün ilerlemesine de büyük gem vurmaktadır. İleride gördüğü gibi algılayan, düz mantıklı bir nesil ortaya çıkacaktır. Düşünmeyi, yorumlamayı zahmet sayan bir nesil! Bu nedenle okuma alışkanlığı, tartışma ve danışma kültürünü barındıran programların takip edilmesi de önemlidir. Gençlere tavsiyem, yorumlama gücünüzü geliştirin, zihninizi basit görsellere adapte etmeyin.

Gel gelelim sosyal medya platformlarına! Bu sosyal medya platformlarına kulp bulduğum falan yok ama kullanılış şekilleriyle ilgili bazı eleştirilerde bulunacağım. Bunu özellikle paylaşımlarını haber niteliğinde lanse eden sayfalar için söylemek istiyorum. Paylaşmış olduğunuz ve altında bir iki satırlık not düştüğünüz görsellerin içeriğine yeterince vakıf mısınız? Nedenleri, sonuçları ile ilgili bir fikir ediniyor musunuz? Konunun muhataplarına da yer veriyor musunuz? Onların görüşlerine de yer veriyor musunuz? Vatandaşlardan gelen videoların, görsellerin sıhhat derecesini araştırıyor veya test ediyor musunuz? Hangi tarihe ve hangi konuma ait olduğunu saptayabiliyor musunuz? Haber ise sadece paylaşıyor musunuz yoksa peşine düşüp araştırıyor musunuz? Paylaşımlarınızın kaynağı kimlerdir, ne maksatla sizinle paylaşıyorlar belli mi? Paylaşım yapan vatandaşlar içeriğe ne derece vakıftır belli mi?

 Cevapların çoğunu hepimiz iyi biliyoruz. Gazetecilik hassasiyetle yapılması gereken bir meslektir, bir sorumluluktur. Bunları yapıyorsanız sorun yoktur, ama yapmıyorsanız gazetecilikten de söz etmeyi bırakın!

Töhmet altında kalan kişiler, kurumlar, kuruluşlar var. Zihni bulanan binlerce insan var. Din alanında, sağlık alanında, siyaset alanında, tarih alanında kendi sosyal medya kanallarından, kendi sayfalarından yayın yapanların sayısı az değil. Bir alanda konuşmak bilgi sahibi olmayı, alanında uzmanlaşmayı ve tecrübe sahibi olmayı gerektirir. Yeterli kaynağa hâkim olmayı, çalışmalar yürütmeyi, kendini o alanda geliştirmeyi gerektirir. İnsanların çoğu maalesef gerçeklikten, bilimsellikten uzak çoğu bu yayınlar aracılığıyla yanlışa sürüklenmektedir.

Batman yerelinde faaliyet yürüten sosyal medya platformları var. Yukarıda saydığım hassasiyetleri nazara alarak yayın yapanlar hariç diğerlerine eğlence ve mizah sayfası gözüyle bakmak gerektiğini düşünüyorum.  Eğer amaç mizah ve eğlenceyse de bu doğrultuda yayın yapmaları daha doğru olacaktır.

Araştırmadan, soruşturmadan, nedenlerine ulaşmadan, parçaları birleştirmeden şahıslar ve kurumlar hakkında paylaşımlar yapmak iyi niyet olarak görülemez. Kaldı ki dedikodudan da öteye geçmez. Aynı zamanda yetkililerin de ciddiye alacağını sanmıyorum.

Bir gazete olarak bize de çeşitli videolar, çeşitli haberler ve içerikler geliyor. Ama direk yayınlıyor muyuz? Tabi ki hayır! Kaynağı, içeriği, amacı, doğrultusu nedir analizini yapıyoruz. Gerekirse sahada araştırıyoruz. Önemliyse takibini yapıyoruz. Taraflar varsa iki tarafa da ulaşıyoruz ve ikisine de yer veriyoruz. En önemlisi objektif, tarafsız bir üslupla haberi işliyoruz. Alın teri döküyoruz. Sorumluluk ve misyon üstleniyoruz. Gazetecilik etiği de bunu gerektiriyor.

Sosyal medya ise kaynak, taraflar, üslup noktasında gazetecilikten çok farklı bir mecradır. Zaten paylaşılan görsel peşin hükümlü oluyor çoğu zaman! Hani objektiflik? Bu nedenlerle söylüyorum. Gazetecilik önemli bir meslek ve olgudur. Lütfen sosyal medya ile karıştırmayın! Sosyal medya sayfa ve kanallarını basınla ve fenomenleri de gazetecilerle karıştırmayın! Fenomenler ve sayfaları da gazetecilik yapmaya soyunmasın!

Gazetecilik ilke ve etiğine uymayandan gazeteci, yaptığı paylaşımdan da haber olmaz.

 

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER