GÖÇ POLİTİKASI (1)

Kolay olmayan şey yerini/yurdunu terk etme zorunda kalmak!

Nedeni daha çok ekonomik, dini, siyasi, sosyal ve eğitime dayanan sebeplerle birinin veya çok sayıda insanın hayatını sürdürdüğü yaşam alanlarından başka yaşam alanlarına ve ortamlara isteyerek/zorla yerleşme amacıyla gerçekleştirdiği coğrafik hareketi ifade eder.

Normal olan insanların yaşam alanlarını değiştirme adına devamlı hareket halinde olması. Dünyanın başka coğrafyalarına veya bölgelerine, ülkeler arasında ya da ülke içinde başka merkezlere ve kırsal bölgelere yönelik bir insan hareketliliği her zaman var olacaktır.

İnsan hareketliliği devamlı süregelen bir olgu olarak Göç kavramını hafızalarda canlı tutarken, önemli bir sorun olma yönünde de karşımızda duruyor. Çünkü Göç ve nüfus hareketliliği her zaman olumlu manada ve insanların faydasına sonuçlar doğurmamakta. Bunun ispatını uluslar arası sınırlarda göçmenlerin ekranlarda yaşattığı ölümcül olayların çokluğunda görüyoruz.

Özellikle deniz yoluyla kaçak göçmen trafiğinin neden olduğu ölümlerin takibini yapmak zorlaştı.

İnsanlar ölümü bile göze alarak değişik sebeplerden dolayı başka ülkelere göçmenin riskleriyle kendi yaşam alanlarından ve yurtlarından kopma talihsizliğini yaşamakta. Göze çarpan asıl neden işsizlik ve yoksulluk olsa da yüzyılımızın bize armağanı olan savaş ve çatışmanın yol açtığı güvenlik etkeni de en çok göç nedeni olma yolunda rahatsızlık yaratıyor.

Ortada olan bir gerçek de hiçbir ülkenin “Göç Politikası” nı kabul etme ilkelerine oturtmaması. Çünkü vasıfsız veya çalışamaz durumda olan hiç kimse yük alınmak istenmemekte.

Her ne kadar eskiden ve günümüzde de kısmı etki yaratsa da iş olanakları, sağlık ve eğitim olguları göç olgusunun önemli noktaları durumunda. İşsizlik ve daha iyi şartlarda yaşama sebepleri hem ülke içi hem de ülkeler arası göçlerin yoğunluk kazanmasında ön planda olurken, göç edilen ülke ve bölgelerde geleceğe yönelik önemli sorun ve krizleri de beraberinde getirmekte.

Göç olgusunu ön plana çıkaran aslında gündemimize koyduğu kitlesel insan mağduriyetleri ile ölümlerdir. Savaşlardan ve ülkelerindeki çatışmalardan kaçan sığınmacı/mültecilerin insanlığın büyük bir ayıbı olduğu ortada!

İnsanlığın ayıbı olan kırmızı tişört, lacivert şort ve ufacık pabucuyla kara ile denizin buluştuğu noktada yüz üstü yatan Aylan’ ın içimizi hala yakan görüntüsünün üzerine söylenecek ne olabilir ki?

2015 yılında Yunanistan’ a geçmeye çalışırken Bodrum açıklarında batan teknelerinin içinde ölen Suriyelilerden biri olan Aylan Kurdi’ nin kıyıya vuran cansız bedeni sanırım tüm dünyaya kusurumuzu ve eksikliğimizi yüzümüze vurması için gönderildi!