Mum ışığında kendini asan kadının hikayesiyle başlar gece,sütun gibi sallanan iki bacak koşarken boşlukta, ayak izlerini siler zifir.
Göz gözü görmezken ,sevişen bir çok ruh şükür eder tanrıya.
Avuç içlerinde duadan öte her şey,bir çok günah dökülür secdeye.
Bir birine karışan ten kokusu,mayıştırır zihinleri,
anlar gece bundan öteye yol yok!
Hızlı nefesler ecelle koşar adım yarıştayken,
mum ışığında kaç ceset veda etti ruhuna?
Bir kusur var,olmalı.
Aynada gördüğümüz suretler farklıysa,kimiz biz,
biz kaç kişiyiz?
Ben, bedenim ve ruhum mu üç kişiyiz,
saydım da dörtten fazlayız
kim bu fazlalar?
Tek zihinde beş kişi nasıl yaşarız,yaşadığımız hayat kimin?
Baş rol bedenimiz ise ruhumuz neden acı içinde?
Bakıştığımız gözler hep yorgun,feri sönmüş,
kendimizi kandırmaktan gayrı usta iki oyuncu.
Biz mutluyuz,herkes hep mutlu.
Gerçekleri konuşanların kısık sesleri gürültüyü bastıramıyor.Acı çığlık çığlığa dövüyor bacaklarını.
Bak o sallanan iki sütunlar benim,bizim,hepimizin.
Ölüyorum,ölüyoruz yavaş yavaş…
YORUMLAR