Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Batman Pusula

HELAL

            Aslında uygun olanı yapmak veya yasaklanmayanı seçmek diye tanımlamak yanlış olmaz. Dini bir kavram olmakla birlikte toplumsal yapı içerisinde sınırları belirlenen kurallar bütünlüğünün aykırı olmayan yönlerini işaret eder.

            İlahi kurallara aykırı olmayan ve dini sınırların yasaklamadığı, yapılması veya kullanılması serbest bırakılan tüm unsurları ve eylemleri ifade eder. Adeta kendi kavramsal ifadesi ile özdeşleşmiş olan Haram kavramı gibi bir arada kullanılması olağan hale gelmiş bir alanı anlatan Helal olgusunda, Haram da olduğu gibi yapılmasında günah veya yapılmamasında ödül yoktur.

Çünkü Haram konusunda, yapıldığı takdirde yasaklar alanına taşınması durumunda günah vardır ve yapılmaması mubah olduğundan sevabı doğurur.

Zaten sakınılması gereken alanlar ve eylemler ile toplumsal fayda üzerine kurulu bireysel ve sosyal yükümlülükler ile sorumluluklar arasında sıkı bağlar vardır. Yasaklanan veya serbest bırakılan kurallar ile meşru görülen tüm unsurlar zarar verici özü kendinde barındırmadığından, Helal kavramının anlam ve değer kazanmasında rol oynamaktadır.

Kötü olan ile zarar veren insan merkezli hareketler, etmenler, düşünceler ve nesne ile eşyalar helal kabul edilen alan içerisinde olmaması gereken tüm ilkeleri yok etme amacındadır. Çünkü fayda ve iyi olan, bireyden yana ve toplumdan yana olanları yaşam alanlarına aktardığından, belli sınırların ortaya çıkmasında öncülük ederler.

            İnsan, bedensel ve ruhsal açıdan fazlasıyla donanıma sahip olarak varlık kazandırılmış olduğundan, kendi sınırlarının farkındadır. Farkında olduğu sınırların değer yarattığını bilir ve kendini korumanın ilahi sınırları için helal kavramının önüne koyduğu ilkelere uyum göstermeye çalışmalıdır.

            Helal olan sınırlar da toplumsal ve bireysel korunma ve güvenlik yanında sağlık koşullarını da sağladığından, yaşamın amaçlarına ve yaratılmışlık hikmetine uygun şartların oluşumuna katkı sağlar.

            İnsan tabiatına ve ruhsal dünyasına uygun her türlü eylem, davranış, söz ve düşünce helal kabul edilme özelliği taşır. Helal olana yönelmek ve helali gözetmek temizliktir, değer vermek ve birey-toplum hayatında erdem, hikmet ve ilahi rıza kazanmaktır.

Helal, yani yakışanı yapmak ve zarar-kötü olandan uzak olmak insan onur ve haysiyetinde rol oynar. Toplumsal vicdan ve merhamet hassasiyetini canlı tutmanın ruhumuzun dünya yolculuğunda huzur sağladığını, ruhun yaşam gayesine uygun etkenleri insana sorumluluk şeklinde yüklediğini görebiliyoruz.

Çünkü zafiyet ve esaretin ürünü olan kötülük ve günah unsurları, insanlık tarihinin vazgeçemediği yöntemlerin yıkıntılarını zamanımızın da ana karakteri olarak toplum vicdanına vurulan darbelerin adımları şeklinde algılamanın yolunu açmış durumda. İnsan mutlak sonsuzluğa ulaşacağını kaçınılmaz kaderi olarak görmeyi bir tarafa bırakmış görünüyor.

Görülmek istenmeyen başka bir konu da sahip olunan bireysel ve sosyal kazanımların, benlik bilincinin ve iradenin mutlak gücünü kullanma becerisidir. Bireysel açıdan bedene verilen zararların yarattığı etkilerle sağlığın ve fiziksel yapının hastalıklarla olan mücadelesinde başarısız olması sonucu ortaya çıkan yıkım halidir. Alkol, uyuşturucu, kumar gibi haksız kazançlar, zararlı yiyecek-içecek gibi vücudu besleyen besinlerin yarattığı sağlıksız her türlü durum ölü canlar yaratan ortamlara yönelim sağlar.

Ayrıca toplumsal açıdan kamu hakkı alanlarına zarar veren helal olmayan eylemler ve davranışlar olan yalan, sahtekârlık, dolandırma, haksız para kazancı, iftira, ihanet, nankörlük ve kötü muamele yaratan bedensel saldırılar da helal kabul edilmeyen bozucu etkilerdir. Toplumsal olayların özünü oluşturan kadın ve çocuk şiddetinin sosyal kimliğimizi getirdiği hale bakıp, helal kavramı ile sorgulamak gerekiyor.

Aile değerlerinin korunması, sağlıklı nesiller yetişmesi, çocuk eğitimi, eşler arası namus ve mahremiyet sınırları, komşuluk ilişkileri, iş ahlakı, görev ve yetki bilinci gibi alanların helal olanı gözetmeyi gerektiren kurallarının toplumsal faydaya yönelik sonuçları önümüze serdiği görülüyor.

Ama tersine durumlar ve sorumluluk bilincini söndüren haram olana yol açan girişimler ve sosyal eylemlerin bireyleri, toplumu, örgütsel yapıları, kurumları, iş ortamlarını, aileyi bitirdiğini yaşanan örnekler fazlasıyla önümüze koyuyor.

Özgürlük anlayışı veya serbest hareket tarzlarının başkalarına ve toplumsal alanlara zarar vermeyi önleyen engeller olarak helal sınırlarını doğurduğunu görebilmekteyiz. Önemli olan sınırsız hareket ve eylem biçimleri ile istenenlerin kuralsız yapılması değil, kabul edilebilirlik seviyelerinde kişisel hakları yok etmeden yaşayabilmektir.

Helal kavramının, dini alanın meşru sınırlarını çizen bir ifade yüklense de toplumsal ve akademik manada kötü olandan sakınmayı gerektiren kültürel anlayışları da işaret ettiğini tespit edebiliyoruz.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER