Ne zaman bitecek bu gurbet? Ne zaman dinecek içimdeki nefret?
Kendime sözüm geçmez oldu. Yıllar geçti aradan, lakin bugün de benimlesin, bu sabah da seninle uyandım. Bugün de canım yanıyor.
Yine bugün seninleyim. Dümeni kırık dünyada rotamı bile bilmiyorum. Kapıldım ılık rüzgârın ahengine, yine senli günleri yaşıyor benliğim sensiz.
Allah kimseyi sevgiye aç bırakmasın. Var sayalım yanımdasın. Sebebi sen ol yeter ki. Sonsuza dek aç kalmaya razıyım.
Yine sen ol, bugün de yarın da içimdeki yara gibi benle ol. Kanadıkça yak canımı, taa ciğerimde hissettir kendini.
Ben bu müebbetle yaşamaktan mutluyum. Varsın gelme ziyaretime. Parmaklıklar arasından elimi tutup “Senin için gardiyana sevgi bıraktım,’ deme. Kalbimdeki yaradan sızan kanın kuruduğu fanilam kalsın üzerimde. Temiz çamaşır getirme bana. Sen kokan mektuplar varsın gelmesin.
Mutluyum ben bu ağırlaştırılmış müebbet cezamın her anını senle çekmekten.
Allah kurtarmasın beni senden, senli cezamdan.”
Ne acıdır değil mi aşık olmak? Her koşulda can yakıcı aslında ve bir o kadar da insanoğlunun yaşayabileceği en güzel tutukluluk hali…
“TUTSAK” ADLI ROMAN KİTABIMDAN BİR ALINTI PAYLAŞMAK İSTEDİM SİZLERLE.
Hafta sonu yine güzel bir imza günümüz vardı. İZBIRAKAN KALEMLER YAYIN EVİ olarak Katıldığımız KALEMİN GÜCÜ PLATFORMU’nda okuyucu ilgisi oldukça yoğun ve heyecan vericiydi.
Ayrıntılara İNSTEGRAM adresimden ulaşabilirsiniz sevgili okurlarım. ( @tutsak_kitabim )
(@nbhtyldz34 )
YORUMLAR