Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Cengiz Haşimoğlu

UTANMA VE UTANGAÇLIK (1)

Utanma sınırları vardır. Bazı şeyler vardır utangaçlık duyulur, bazı şeyler vardır utanma hissinin bile yeterli gelmediği eziklik ve pişmanlıklar yaratır.

Bu manada “Utanma” ile “Utangaçlık” kavramlarını birbirinden ayırmak gerekiyor.

Utangaçlık, yaşanan basit olaylarda veya yaşam alanlarımızdaki ortamlarda içinde bulunduğumuz sosyal ilişkiler itibariyle mahcup olmayı gerektiren ufak çaplı durumlardır.

Utanma ise daha ağır bir his olup, kişinin altından kalkamayacağı ya da büyük pişmanlıkları gerektiren önemli hataların bir sonucudur.

Önemli olan utanma/utangaçlık hissini belli bir derecede yaşayarak, lanetlenmeye ya da dışlanmaya varacak sonuçlara yol açmamasını sağlamaktır.

Duygu ve heyecan sahibi insan için utanma duygusu sık kullanılan bir dürtü. Çünkü düşünceler ile eylemler arası uyumsuzluk ya da davranışlarda çıkar ve menfaatleri gözetmek söz konusu olunca hata yapan insanın sığındığı alan utanma hissi olmakta.

Ölçüsüz ve uygunsuz davranışlarda bulunan insanlarda utanma hissi bazen bir anlam ifade etmiyor. Bir anlam ifade etmesi için değer yargıları ile değer kabul edilen ilahi ve ahlaki ilkelerin ön planda tutulması gerekiyor.

Çünkü insanlarda ki “Ar damarı” ağır basınca kontrollü davranmayı sağlayan dürtülerimiz de canlanır. Hassas yapıdaki insanlar için dünyaya bakış açısı ahlak, terbiye, ölçülü davranma ve kutsallık üzerine olduğundan,utanma veya utangaçlık sebebi olan tüm etmenler ortaya çıkmama özelliği gösterir.

İnsan için “Ölçü” sınırların gözetilmesi gereken noktadır.

İnsanların eylemlerini ve söylemlerini belirleyen sınır değişkenlik gösterir. Birilerine normal gelen şeyler başkasına garip, şaşkınlık yaratan ve utanma hissi doğuran şey olabilir. Biri için sınır tanımama ve özgürlük adına her şey mubah görülürken, birileri için kontrollü ve uyumlu eylemler sınır koyucu olmalıdır.

Toplum hayatı ve bir arada yaşama zorunluluğu açısından kurallar birileri için bağlayıcı iken diğeri için kural tanımama, varlığı bir “Hiç” kabul ederek  kuralsızlığı/inançsızlığı hayat felsefesi şeklinde benimsemek hayatın gayesi kabul edilir.

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER