Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Nebahat Yıldız

TUTSAK

“İçimde sebebini bilmediğim bir tutsaklık var. Suçum

ne, cezam ne kadar, bilmiyorum. Düşününce özgür olduğumu

sanıyorum. Bazen de mutsuz olmak için bir sebep arıyorum sanki.

Sordum gardiyana, ‘Kendime verdiğim bu müebbet

neden? Neden bu içimdeki tutsaklık?’ diye, sadece boş gözlerle baktı bana.

Kaç Cuma geçti, görüşe gelen yok. Kimi bekliyorum

ki zaten? Suçlu kim, cezam ne? Cevapsız sorular sıkıyor

bazen boğazımı, nefesim kesiliyor kimi zaman. Neyle yaralandım, ilacım ne, bilmiyorum. Kırk yıldır tek kişilik

hücremde suçumdan da cezamdan da bihaber sebepsiz

beklemekteyim.

Bazen kuş olmak istiyorum, ama uçsam ne tarafa gideceğim ki? Yönümü bilmiyorum. Vatanımı, nereye ait olduğumu sorguluyorum çoğu zaman. Parmaklıkların ardından

her gördüğüm kişiyi kurtarıcım zannediyorum. ‘İşte bu kişi kilidimi

kıracak, elimden tutacak, beni bu tek kişilik hücremden çekip

alacak  galiba’ diyorum ama sonu yine hüsran oluyor.

Her insan kendi için var bu dünyada. Anlıyorum bir

süre sonra bu gerçeği.

Zaman zaman bakıyorum ki, hücremin kapısını sonuna

dek açmışım. Bu kez de ayaklarım cezalandırıyor beni.

‘Çıkma,’ diyor. ‘Sen suçlusun!’

Kime sorsam hâkim bey? Kır kalemimi bitsin bu müebbet. Kes cezamı düşünmeden… Ben yıllardır sulamışım

içimdeki darağacımı, ellerimle dokumuşum kefen kumaşımı.

Son arzum, bir sigara bile değil. Allah kurtarsın beni ahrette

bu müebbetten.”

Sevgili okurlarım bugün sizlerle,

“TUTSAK” adlı kitabımdan bir alıntı paylaşmak istedim. 😉

@tutsak_kitabim

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER