Rahmetten kovulmuş şeytanın şerrinden, bütün mahlukatı yaratan Allah’a sığınırız ve sığınalım.Rahman ve rahim olan yüce Allah’ın adıyla. Onun verdiği güç ve yetkiye dayanarak ve yalnızca onun emriyle söylüyor ve anlatmaya başlıyoruz.Tüm övgü ve takdirler Allah’a mahsustur. Salat ve selam Kainatın efendisi, rehber ve rahmet Peygamberi efendimiz Muhammed sav’me,tertemiz ehli beytine, onun güzide ashabına ve kıyamete kadar onların izinden şaşmadan yürüyen tüm bahtiyar müminlerin üzerine olsun.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تُقَدِّمُوا بَيْنَ يَدَيِ اللَّهِ وَرَسُولِهِ وَاتَّقُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ سَمِيعٌ عَلِيمٌ
1. Ey inananlar! Allah’ın ve —O’nun emirlerinin tebliğcisi ve uygulayıcısı olan— Elçisinin önüne geçmeyin! Bireyi ve toplumu ilgilendiren hayatın hiçbir bölümünde Allah’a ve Elçisine danışmadan, yani Kur’an ve sünneti araştırıp o konuda İslâm’ın hükmünü öğrenmeden karar vermeyin! Kendi düşüncenizi, beklentinizi, menfaatinizi Allah’ın hükmünün önüne geçirmeyin ve geçirilmesine izin vermeyin! Allah’tan gelen ilkeleri çiğnememe konusunda son derece titiz ve dikkatli davranın; dürüst ve erdemlice bir hayat sürerek, kötülüğün her çeşidinden titizlikle sakının! Unutmayın ki, Allah her şeyi işiten, her şeyi bilendir.”diye buyuruyor yüce yaradanımız.
Ey iman edenler! Ey iman şerefiyle şereflenenler! Ey kendilerini Allah güvencesinde hissedenler! Ey Allah’ın diniyle, Allah âyetleriyle emniyeti bulanlar! Ey Allah’a kullukta güven bulanlar!
Allah’la emniyette olanlar! Ey bu sözün muhatabı olanlar! Ey Allah ve Resûlü’nün en doğru, en güzel yolu gösterdiğine iman edenler! İşte bu imanımız, bu teslimiyetimiz, bu güvenimiz gereği Allah ve Resûlü’nün önüne geçmeyelim. Allah ve Resûlü’nün önünden yürümeyelim. Allah ve Resûlü’nün peşinden gidelim. Allah ve Resûlü’ne sormadan, Allah ve Resûlü’nden izin almadan hiç bir şey yapmayalım, hiçbir karar vermeyelim. Haddi aşmayalım. Kendi düşüncelerimizi, ön-yargılarımızı, başkalarının düşüncelerini O’nun önüne geçirmeyelim. Gündemlerimizi kendimiz belirlemeye kalkışmayalım. Gündemimizi Allah ve Resûlü belirlesin. Allah ve Resûlü’nün istediği şekilde bir hayat yaşayalım. Hayatlarımızı Allah’ın kitabı ve Resûlü’nün sünneti belirlesin.
Allah’tan sakınalım ve korkalım, Allah için bir hayatı yaşayalım, Allah karşısında olduğumuzun bilincine erelim. Bilelim ki Allah her şeyi işiten ve bilendir.
Kıymetli Okurlar: Eğer gerçekten inanmışsak sadece Allah ve Resûlü’nün yasaları istikâmetinde bir hayat yaşamalıyız. Aksi takdirde hem Allah ve Resûlü’ne iman ettiğimizi iddia edecek, hem de Allah ve Resûlü’nün istemediği bir hayatı yaşayacağız. Hem biz Allah ve Resûlü’ne inandık diyeceğiz, hem de yaşadığınız bir hayatta Allah ve Resûlü’ne hayat hakkı tanımayacak, Allah ve Resûlü’nü hayatınıza karıştırmayacağız. Allah ve Resûlü’nü hiç dinlemeyeceğiz. Halbuki bir konuda Allah ve Resûlü bir hüküm vermişse, bir karar vermişse artık o konuda mü’min erkek ve kadınlara muhayyerlik hakkı yoktur. Allah ve Resûlü’nün verdiği bir karar karşısında artık mü’min erkek ve kadınlar için seçim hakkı yoktur. “Bu benim aklıma yatmıyor, bu benim zevkime ters geliyor, bu olabilirmi, Peygamber böyle bir şey dermi,bunu benim aklım, mantığım almıyor,” deme hakkı ve Onun dışında başka bir şeyi tercih etme hakkı yoktur.
Yüce Allah buyuruyor:
”Hayır! İnanan bir insan, Allah’ın kanunlarına nasıl karşı gelebilir? Ey Muhammed! Rabb’ine yemin olsun ki, onlar, aralarında anlaşmazlığa düştükleri konularda seni hakem tayin edip de, verdiğin hükme karşı içlerinde en ufak bir burukluk bile duymadan tam anlamıyla teslim olmadıkları sürece, iman etmiş olamazlar!” buyurmaktadır. (Nisa,65)
Rabbim kendisiyle barışık bir hayatı yaşayanlardan eylesin. Sadece Allah’ın ve O’nun peygamberinin göstermiş olduğu yolda yürümeyi cümlemize nasip etsin.AMİN
DEVAMI YARIN………
YORUMLAR