Kafaya takılması gereken diğer bir konu da toplumsal yapımızın işlerliğini sağlayan kurallar bütünü ve insanların yaşam alanlarında bir arada bulunmasının getirdiği hukuki/ahlaki değerleri sürdürme konusundur.
Herkes sorumluluğunu yerine getiriyor mu?
Kurallar ve yasal dayanaklar itibariyle insanların diğerine karşı hassasiyeti ne oranda?
Özgürlük kavramını bireysel çıkarlar/menfaatler seviyesine indirgeyerek kişisel beklentileri ön planda tutmaktan kaçınılıyor mu?
İnançlar ve dini yapılanmanın insan hayatında edindiği yerin sorgulanma hakkını kim kendinde nasıl bulabiliyor?
Yaşam biçimi ve kültürel tarzların yaşanmasında ortaya çıkan farklılıklar ve değer yargılarının hesabını sormanın mantığı var mı?
Kafaya takılması gerekenleri bunların arasından ayırmak gerekiyor!
Öncelikler ve yapıcı olan toplumsal değerler ile sosyal bilincimizin zengin dünyasının güzellikleri önümüze konmalı iken ayrımcılık/farklılıkları ayrıştırma mekanizmasına dönüştürmek kötülük peşinde koşmanın adı olmakta.
Zamanımız ve teknolojik araçlar kitlesel insan potansiyelini değişik dönüşümlere yönlendirirken, bireysel bilinçler ve sosyal dayanışmayı benimseyen grupların kendi aralarında yaratacağı kültürel değerler, inanç sistemleri ve bilinçli eğitim süreçlerinin donanımları kazanç sağlayan birikimleri önümüze koyacaktır.
Kafayı takmamız gereken öncelikler insana değer katan donanımlar, insanın kendisini değerli kılan eğitimler/kültürel edinimler olmalı iken; Maddi beklentiler ve sınırsız kazanç arzularının insan tabiatına, insan tabiatına aykırı kodları işlemeye devam ediyor.
YORUMLAR