Halk aç ama birileri ısrarla “Sabır edin” deniliyor, da ama nereye kadar?
“Kahvaltıda bir yumurta hesabı yapılıyorsa o ev de huzur elbette kalmamıştır.” Yıllardır piyasada çalışan esnaf Orhan Kaçmaz…
Belki de BU OLUMSUZ SÜRECİ EN GÜZEL BU masum cümlelerle ifade etmiştir.
Çocuğuna pantolon alamayan babanın bir sabah intihar edip; çocuklarına yemek vermeyen imkan yok ki yemek yapsın ev de hep beraber çocuklarıyla intihar eden İstanbul’da yaşanan Kürt kadının durumuna da hiç değinmiyorum. Başka bir olayı daha hatırlatayım. O dönemin gazeteleri geniş yer vermişti:
“İstanbul Zeytinburnu’nda henüz 1,5 yaşlarında bir çocukları bulunan genç anne ve babanın çocuklarını yakınına bırakarak intihar ettiği bildirildi. İntiharın ekonomik sebepler olduğu öğrenilirken iktidara tepki yağdı.” Ulusal Basın
Sözlerine devam ediyor Orhan Usta:
” Hiç bir vakit bu denli insanların zor şartlar altında kaldığını görmemiştim. Sabah bir dert akşam bir dert… Yaşamın o acımasız kulvarına atılıyoruz işte.
Eskiden esnafların kapı önünde yüzlerce lokanta sofraları vardı. Şimdi o da kalmadı. Hayat pahalılığından ötürü boğazlarında bile kısıtlamaya gidiyor esnaf…
Geçen gün 30 dakikalığına klima açtım. Çocuğum çok sevinmişti. Baba çok güzel bir serinlik oldu ev de. Klimayı kapatma çok sıcak oluyor” dediğinde o anı nasıl yaşadığımı bir ben bir de benim durumumda olanlar bilir. Memleketin milyonlarca hal durumu bu işte. Klima çalışsa fatura 4 veya 5 milyon.
E bu işsizlik ortamında nasıl ödenecek bu fatura? Güzel bir hava yaşayabilmemiz için de para lazım. Yok öyle bedava su bedava hava bedava değil. Şiar Orhan Veli yaşamış olsaydı bu dönemde o meşhur şiiri yazar mıydı? Ne diyordu Orhan Veli şiiri olduğu gibi aşağıya aktarıyorum:
BEDAVA
Bedava yaşıyoruz, bedava;
Hava bedava, bulut bedava;
Dere tepe bedava;
Yağmur çamur bedava;
Otomobillerin dışı,
Sinemaların kapısı,
Camekanlar bedava;
Peynir ekmek değil ama
Acı su bedava;
Kelle fiyatına hürriyet,
Esirlik bedava;
Bedava yaşıyoruz, bedava.
YORUMLAR