Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Yüksel Kapuci

Sosyalleşme

Sosyal yaşama girme, toplumsal hayata katılma, aile kurma, eğitim sürecinde bulunma, iş ve meslek gruplarında kazanımlar sağlama, ihtiyaçların karşılanmasında dayanışma ve paylaşma etkinliklerinde bulunma gibi uğraşlar sayesinde hayatımız anlam kazanmakta, yaşamımız mana sırrına ermekte.

Yani “kafasına göre takılmak” o kadar kolay değil…

Kişinin kendini soyutlayarak tek başına hayatını sürdürmeye çalışması istenen bir seçenek olmamalı. Yaşanan stresler, bunalımlar, hayata son verme girişimleri, mutsuzluk, huzursuzluk, hayattan zevk almamak, makine/araçlara mahkûm olmak, bağımlılık sebebi alkol/uyuşturucu gibi maddelere sığınmak insanı bir yere götürmüyor.

Aitlik duygusu ve insana, dünyaya, varlığa, manevi boyuta ve kendi sermayemizin zenginliğine olan inanç sayesinde mutluluk ve huzura açılan yollardır insana değer katan. Kişinin kendi bedenine ve ruh yapısına uyum sağlayarak canlılık kazanması gibi sosyal çevreye de intibak etmesi kaçınılmazdır.

Şuurumuz ve bilincimiz aslında birlikteliğin, ortak yaşamın, sosyal faaliyetlerde bulunmanın kodlarına sahiptir. Sosyal çevrede bulunmak ve ihtiyaçları giderecek faaliyetlere girmek noktasında bilincimiz hazır olarak intibak sağlama eğilimindedir.

İnsanın mücadelesi ve amacı kendi varlığını sürdürmek olduğundan dolayı devamlı hareket halindedir. Savaşmak ve mücadele etmek hayatın bir felsefesidir.

Savaşmak kavramı sosyal ve doğal çevre içerisinde yıkım ve çatışma olarak anlaşılmasın. Kast edilen gayret etmek, ayakta kalmak ve ihtiyaçların giderilmesinde ortak etkinliklere katılmaktır.

Ama bu mücadele sadece hayal kurmak ve ümit etmekle olmuyor.

Birilerinin yaptığı gibi çalışmadan, uğraşmadan, gayret etmeden hayal kurmak, beklentiye kapılmak, para ve kazanç umarak tembellik göstermekle olmuyor.

Bu yüzden hayattan kopan ve tembelliği benimseyen insanların hem kendilerine hem de çevrelerine hayırları yoktur.

Sıkıntıların ilki meşgul olacak çalışma hayatını istememek ve tembellik göstermektir.

Başıboş kalmak ve geçim sağlayacak uğraşlardan uzak kalarak hayal kurmanın ve ümit etmenin acizliğinde savrulmak insana hiçbir şey kazandırmıyor.

Tembellik ve acizlik ile mücadele etmenin yollarını bulmak gerekiyor.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER