Rahmetten kovulmuş şeytanın şerrinden, bütün mahlûkatı yaratan Allah’a sığınırız ve sığınalım. Rahman ve Rahim olan yüce Allah’ın adıyla. Onun verdiği güç ve yetkiye dayanarak ve yalnızca onun emriyle söylüyor ve anlatmaya başlıyoruz.
Tüm övgü ve takdirler Allah’a mahsustur. Salat ve selam Kainatın efendisi, rehber ve rahmet Peygamberi efendimiz Muhammed s.a.v’me, tertemiz ehli beytine, onun güzide ashabına ve kıyamete kadar onların izinden şaşmadan yürüyen tüm bahtiyar müminlerin üzerine olsun.
Değerli Okurlar; Yaptığımız ve yapacağımız hareket ve davranışlarımızın tümü ihlaslı ve Halis olmalıdır.
Halis: Yalnız Allah için olan amel. İçinde nefse dair hiçbir pay olmayan amel demektir.
İhlas: Katışıksız, saf olma. Katıksızca gönülden Allah’a iman, Allah rızasından başka bir niyetle yapılmayan, Allah’ın memnuniyetinin dışında hiç kimseyi ve hiçbir gücü memnun etme niyeti taşımayan amel ve hareketler demektir. İç bağlılık ve iman duyarlılığıdır.
Sadece Allah adına, Allah’la beraber ve Allah için yapılma mecburiyeti vardır. Ancak bu şekilde yaptığımız hareket ve muamelelerimiz bir anlam kazanabilecek ve Allah katında bir değer ve makbuliyet görebilecektir.
Yüce Allah Zümer süresinde şöyle buyurmaktadır:
—Ey peygamber! De ki: ”Ben, arı duru bir inançla Allah’a yönelerek ve yalnızca O’nun otoritesine boyun eğerek, O’na kulluk etmekle emir olundum.’’ (Zümer.11)
’’Ameliniz yalnız Allah için olsun, bilmiş ol ki Allah, ancak kendisi için yapılmış amelleri kabul eder.’’
Beyyine suresinde de yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
’’Halbuki onlara tertemiz bir inançla bir tek Allah’a yönelerek ve her konuda O’nun hükmüne boyun eğerek, dini yalnız Allah’a has kılarak ona ibadet etmekle, yalnızca O’na kulluk etmeleri, namazı dosdoğru kılmaları ve zekâtı vermeleri emredilmişti; işte budur, insanı kurtuluşa iletecek dosdoğru din! diye buyurmaktadır yüce Allah. (Beyyine 5)
Evet değerli okurlar, Yaptığımız ve yapacağımız bütün amellerimizi bütün hareketlerimizi sadece Allah’a has, Allah’a ait kılarak ve samimiyet içerisinde yapmamız gerekmektedir. Şimdi aktaracağımız mağaraya sıkışan o üç arkadaşın mağara olayında, ihlasla ve samimiyetle yapılmış olan davranışların, insanı olmaz denilen sıkıntı ve çıkmazlardan kurtaracağını göreceğiz. Ayriyetende bu hadisin içeriğinde;
*Arkadaşlarımızın da bu mantık ve düşüncede olmaları gerekiyor, yoksa beraber girilen sıkıntılardan çıkış yolunun mümkün olamayacağını anlayacağız.
* Ana ve baba hakkının mükafatı ve Allah katındaki değeri. Ve
* Hak ve hukuklara riayet ve hakkı teslim etmedeki titizlik vurgulanmaktadır.
Abdullah b Ömer r.a’den geliyor rivayet.
Efendimiz s.a.v anlatıyor: ”Sizden önce göçenlerden üç kişi yola çıktılar.Geceyi geçirmek için mağaraya girdiler.Mağaraya girer girmez dağdan yuvarlanan bir kaya mağaranın ağzını tıkadı. Bunun üzerine.Yaptığımız iyi davranışlarımızı (sadece Allah’a has kılarak, Allah için yaptığımız hayırlı şeylerimizi) söyleyerek,Allah’a dua etmekten başka bizi hiçbir şey kurtaramaz, diye karara vardılar.
*Onlardan birisi: Allah’ım, bilirsin ki benim yaşlı, ihtiyar anne ve babam vardı.Ben her gün koyunlarımı meraya çıkarır,otlatır sonrada sağardım.Sütü evvela anne ve babama getirirdim onlara içirirdim.Sonra sırasıyla çocuklara,akrabalara ve kadınıma içirirdim.Bir geçe bir sebepten ötürü geç kalmıştım.Geldiğimde ana ve babamı uymuşlar buldum.Onları uyandırmak istemedim.Ayak ucumda da çocuklar sürekli ağlıyorlardı. İşte o şekilde onlar uyuyarak,ben başlarında sabaha kadar bekledim.Ya rabbi,ben sadece senin rızanı almak için böyle davrandım. Eğer bu işi sırf senin rızanı kazanmak için yapmış isem,şu kayayı biraz arala da gökyüzünü görelim. Diye dua etti. Bunun üzerine kaya parçası biraz açıldı.
Mağaraya sıkışan diğer iki arkadaşlarının kurtuluşlarına vesile olan, sadece Allah için yaptıkları ve anlattıkları iki şeyi de yarın ki yazımızda paylaşmaya çalışacağız inş.
Rabbim rızasına uygun davranışları yapmamızı nasip etsin. Her söylem ve ibadetimizi sadece kendi rızasını kazanmaya yönelik, ihlasla ve samimiyetle yapılan amellerden eylesin. AMİN
DEVAMI YARINA
YORUMLAR