Toplumsal hayat parçacı yaklaşımı benimsemez. Çünkü “Toplumsal Yapı” denilen insan topluluğunun ortak mekânında insanlar birey veya parça olarak değil, topluluk bilinciyle meydana getirdikleri birliktelik hayatı ile “İnsan” kimliği kazanır.
İnsan toplulukları yarattıkları medeniyet ve örgütlü toplumsal yapı sayesinde varlığını sürdürme başarısı gösterir. İnsanoğlunun yeryüzüne ayak basmasıyla başlayan macerada tek başına yaşama tutunmaya çalışan varlık, zamanla toplu hayat sürdürme gereksinimiyle yerleşim birimlerini büyüterek toplum hayatının vaz geçilmez parçası olmaya çalışmıştır.
En küçük birim olan köy hayatından büyük metropol birimlerine kadar insanların oluşturduğu sayı çokluğu, beraberinde bir takım zorunlu kuralları ve sorumlulukları da getiriyor. Çünkü toplum ve topluluk bilinci kimsenin sınırsızca özgür hareket edebildiği bir alan değildir.
Birliktelik ve ortak yaşamın insanoğlunun önüne koyduğu zorunluluklar yine insanın daha özgür, güvenli ve rahat yaşamına yönelik ilkeleri özünde barındırır.
Temel ilkelerin ilk basamaklarında bulunan “Dayanışma” ve “Yardımlaşma” kavramları da insana değer katan, varlığı tek parça olmaktan uzaklaştırarak toplum hayatına kazandıran içeriklere/tanımlamalara sahiptir.
Yeryüzünü ortak olarak paylaştığımız diğer canlıların yaşam biçimleri ve mücadelelerinin örnek alınması gereken değişik boyutları vardır. Korunma ve güvenlik başta olmak üzere açlık ve barınma ilklerinin ön planda tutulduğu hayvanlar dünyasının tüm türlerinde bir dayanışma/yardımlaşma ruhunun yattığını gözlemlerimizden anlıyoruz.
Hayvan türleri aralarında işbirliği yapma içgüdüsü ağır basar. Bilinç olmasa da genetik yapının kodları ortak bir yaşam modeli için rekabete dayalı bir çatışmaya izin vermez. Aksine hiyerarşik bir örgütlü yapıda yardımlaşma ve dayanışmanın ihtiyaç zincirlerini karşılama sorumluluğu ortaya koyar.
Zooloji araştırmalarının önümüze koyduğu görüntü, aynı türden canlıların (insan istisna olmak üzere) rekabetçi mücadeleden çok dayanışmanın ön planda tutulduğu bir yaşam kurgusudur.
YORUMLAR