Değerli Okurlar, gıybetten söz ediyorduk. Müslüman için ne derece tehlikeli bir davranış olduğundan söz etmeye çalışıyorduk. Yüce Allah’ın ve yüce Peygamberin şiddetle uzak durmamızı istediği ve karşılığında ciddi bir cezalandırmanın olacağından söz etmeğe ve anlatmaya çalışıyorduk. İşte Efendimiz sav bizleri ikaz etmeye ve uyaramaya devam ediyor.
Efendimiz a.s buyuruyor: “Gıybet zinadan daha kötüdür.” Nasıl olur Ya Resulallah, dediler. Allah Resulü as: Kişi zina eder, sonrada tövbe eder. Allah tövbesini kabul eder. Ama gıybet eden kimse, gıybet edilen tarafından affedilmedikçe affolunmaz”24.diye buyurdu. Bu kadar önemli tutulan bir konudur gıybet.
* Gıybet o kadar kirli bir şeydir ki efendimizin ifadesiyle denize bile düşse onu kirletir, diye buyuruyor.
Aişe r.a Anlatıyor. Safiye annemizi kıskanarak Resulü Ekrem s.a.v’e; Safiye’nin boyu kısa değil midir dedim. Allah Resulü a.s’de:
”Öyle bir kötü söz söyledin ki, denize düşse onu kirletir” diye buyurdu. 9
Müslüman için oldukça tehlikeli ve sakıncalı bir davranış biçimidir gıybet.
Ve gıybeti, leş etini yemekten daha şiddetli bir hareket olarak görüyor efendimiz s.a.v.
Şöyle buyuruyor: ”Cezasını itiraf edip rec’m edilen bir adamın ardından sahabelerine söylemiş olduğu, Şuna bak, Allah onun suçunu örtmüşken itiraf etti, köpek gibi taşlanarak öldü, demelerine karşı Resulullah s.a.v sustu. Bir süre yürüdükten sonra bir eşek leşine rastladılar. O gıybet edenler nerde, buyurdu. “Buradayız ya Resulellah!” dediler. Resulullah s.a.v’da onlara: “Şu eşeğin leşinden yiyin bakalım. Ya Resulullah! Allah hayrını versin, bundan kim yer” dediler. Efendimiz s.a.v: “Demin rec’m edilen adam hakkında kötü konuşup gıybetini yaptınız. Bunun günahı şu eşek leşini yemekten daha şiddetlidir. Kudret ve iradesiyle yaşadığım Allah’a yemin ederim ki, o şimdi cennetin nehirlerinde temizleniyor.” diye buyurdu Allah Resulü a.s. 19.
Nice böyle hata ve günahlar işliyoruz. Farkında bile değiliz. Veya farkında olmamıza rağmen umursamaz tavırlar sergiliyoruz.
Ve gıybet eden kabirde bile rahat yüzü göremeyecektir. Dayanılamaz eza ve işkenceler görecektir. Efendimiz a.s, Medine mezarlığına geldi. İki zengin kişinin kabri yanında durdu. Ve: ”Filan erkek ve filan kadını veya filan ve filan erkekleri defnettiniz mi, diye sordu. Ashap, evet ya Resulellah, dediler. Efendimiz a.s: “Filan şimdi oturtuldu ve dövüldü, dedikten sonra: Kudret ve iradesiyle yaşadığım Allah’a yemin ederim ki; öyle dövüldü ki, kırılmadık bir azası kalmadı. Kabrini de ateş sardı. Öyle feryat etti ki, insan ve cinden başka bütün yaratıklar onu işittiler. Eğer kalbiniz bozuk olmasa ve çok konuşmasanız benim işittiğimi sizde işitirdiniz, buyurdu. Günahları neydi Ya Resulellah, diye sorduklarında. Efendimiz a.s: Şu, idrardan iyi temizlenmezdi, öbürü ise insanların etlerini yerdi(gıybet ederdi) diye buyurdu. Kabirde gıybet edenin karışılacağı azap şekli böyledir. Allah muhafaza etsin. 27.
Böyle davranan kişileri, cehennemde de şiddetli bir azap bekliyor.
Efendimiz as: “Cehennemde dört kimse cehennem suyu ile ateş arasında feryad edip koşarak cehennemdekileri telaşa düşürürler. ”Cehennemdekiler birbirine: “Bunlara ne oldu! Bizi rahatsız ediyorlar” derler. “O dört kimseden biri ateşten kapalı tabutun içerisinde, diğeri bağırsaklarını yerde sürüyerek, biri de irin ve kan kusarak, dördüncüsü de kendi etini yiyerek azap görürler. Suçları ne ki bu şekilde azap görüyorlar. Her dördünü açıklayalım Ateşten tabutta azap görerek cehennem ehline eziyet verenin suçu sorulduğunda: “Ölürken üzerinde insanların hakkı kalmıştı. Yani borçlu olarak ölmüştü” denilir. Bağırsaklarını yere sürüyenin suçu sorulunca: ”İdrardan sakınmazdı” denilir. -İrin ve kan kusanın suçu sorulunca: “Müstehcen (çirkin)sözlerden hoşlanırdı” denilir. -Etini yiyenin suçu sorulunca: “İnsanları çekiştirir, gıybet eder ve söz ulaştırarak insanları birbirine düşürürdü” denilir.” diye buyurmaktadır. 16.
Efendimiz a.s devam ediyor. Bir başka rivayetinde de:
“Miraca çıkarıldığımda, ateşten makaslarla derileri kesilen kimselere rastladım. “Bunlar kimlerdir? Ya Cebrail!” dedim: “Bunlar zina için süslenenlerdir” diye cevap verdi. Sonra bir pislik çukuruna rastladım, çok pis kokuyordu. Oradan acı acı bağırmalar işittim. “Bunlar kimdir, Ya Cebrail!” dediğimde: “Bunlar zina için süslenen ve onlara helal olmayanı yapan kadınlardır” dedi. Daha sonra memelerinden asılan bir grup kadın ve erkeklere rastladım. “Bunlar kimlerdir, Ya Cebrail,” deyince de: “Bunlar kaş ve gözleri ile işaret ederek insanlarla alay eden ve gıybet edenlerdir” dedi. Bu Yüce Allah’ın: (Hümeze,1) “Arkadan çekiştirmeyi, yüze karşı (el, kaş, göz işaretiyle) alay etmeyi ve ayıplamayı adet edinenlerin vay haline ayetiyle bildirilmiştir”. diye buyurmaktadır. 27.
Evet kıymetli Okurlar; Müslüman için bu kadar sakıncalı ve tehlikeli bir davranış biçimidir.
Öyle tehlikeli ve cezası ağır bir davranış biçimidir ki, efendimiz a.s şöyle beyan etmektedir. ”Bahçıvanın ağaçları budadığı gibi, gıybet ve söz taşımakta imanı eksilterek yok eder.”28 diye buyurmaktadır. Kişi gıybet yapmayı adet haline getirdiği müddetçe, ağacın budandığı, kesildiği gibi imanı kesintiye uğrar, eksilir ve yok olur.
Oldukça önemli bir rivayet daha:
Amellerimizi yiyen ve bitiren bir özelliği var. Efendimiz as : Kıyamet günü kişinin amel defterleri kendisine verilir. Yapmış olduğu hayırlı amellerini defterinde göremeyince, Ya Rabbi, yapmış olduğum şu şu hasenatlar defterimde yoktur, der. Cenabı Allah da: Onlar, İnsanları gıybet etmen nedeni ile yok oldular”30. buyurur. Evet demek gıybet amelleri siler ve yok eder.
Ve bu hasletinden ötürü kıyamet gününde bütün hayır ve sevaplarını başkalarına vermek zorunda kalır. Sevapları biterse de onların günahlarını yüklenir. Cennetlik adam cehennemlik olur: Gayet düşündürücü bir hadis. Efendimiz as: ”İflas eden kimdir biliyor musunuz. Ashap, Bizce iflas eden, malı mülkü ve parası olmayan kimsedir. Resulullah s.a.v: Ümmetimin müflisleri (iflas edenleri)kıyamet günü namazı, orucu ve zekâtını getirir, diğer taraftan da, ettiği hakareti, attığı iftirayı, yediği hakları, döktüğü kanı ve dövdüğü, gelir. Hak sahiplerine, ecir ve sevabından verilir. Haksızlık yaptığı kişilerin haklarını ödemeden sevap ve iyilikleri biterse, onların günahlarından alınır, üzerine yüklenir. Sonrada cehenneme atılır.”29.(işte asıl müflis budur)diye buyurmaktadır.
Bir ömür boyu Allah için yaptığımız hayır ve sevapları,,,,
Bu ne demektir: Sevmediğimiz, malını yediğimiz, kendisine haksızlık yaptığımız kişi hakkında konuşarak, kıyamet gününde kendimizi ona feda etmek ve onu günahlarından temizlemek demektir. Aslında aklı olanın tam aksi bir tutumu sergilemesi gerekiyor.
-Kahir ekseriyetimizin uzak duramadığı bir illetli hastalıktır.
-Müslümanım diyenin şiddetle uzak durması gerekiyor.
Bunu yapmakla açık bir şekilde Allah’ın emrini çiğniyor ve Allah’a karşı cürüm işliyoruz.
Hele hele her şeyin allak bullak olduğu, dinin ve değerlerinin hiçe sayıldığı, Allah’tan sakınanların azaldığı böyle bir dönemde Ümmetin; Birliğe, kardeşliğe ihtiyacı vardır. Şahsi menfaat ve çıkarları, ayrılığı ve tefrikayı, bir Müslümanı diğer bir Müslümandan uzaklaştıracak, düşman kılacak bu huylardan uzak durup terk etmeliyiz.
Müslümanın Müslümandan başka dostumu var.?
Herkes Müslümanı yok ediyor. Müslümanda Müslümanı. Bu nasıl olacak.
Bu nasıl bir Müslümanlıktır. Allah bunun hesabını bizlere mutlaka soracaktır.
Müslüman kimdir. Elinden ve dilinden diğer Müslümanların selamette ve güvende olduğu kişi değil midir?
Müslüman Sır saklayan olmalıdır. Ayıp Örtücü olmalıdır. Ayıpları araştırmayan olmalıdır. Peşine düşüp deşifre etmeyen olmalıdır. Koruyup, kollayan ve gözeten olmalıdır.
Evet değerli Okurlar; Bu kadar ikaz ve uyarılardan sonra artık gıybeti, çekişmeyi, iftiraları lugatlarımızdan çıkarmalıyız ve terk etmeliyiz. Kişinin hem dünyasını hem de ahireti için dayanılmaz acı ve işkenceler demektir. Bundan şiddetle uzak durmalıyız artık.
Mevlam uzak duranlardan eylesin. Mevlam istikametinde yürüyen kullarından eylesin. İslami değerlerle terbiyelenenlerden eylesin. Bizleri şaşırtmasın. Şeytan ve avanesi olanların şerlerinden de uzak eylesin. AMİN
YORUMLAR