Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Diyarbakırlıların süresiz direniş nöbeti devam ediyor

İşgal rejiminin Filistin’e yönelik

İşgal rejiminin Filistin’e yönelik saldırıları devam ederken devlet yetkilileri somut bir adım atana kadar direniş nöbetini sürdürmekte kararlı olan Diyarbakırlılar bu gece de yine meydanlardaydı.

7 Ekim günü başlatılan “Aksa Tufanı” operasyonu sonrası Filistin’e yönelik saldırılarını arttıran işgal rejimi, 15 gündür aralıksız bir şekilde sivilleri bombalamaya devam ediyor.

Diyarbakır merkez Kayapınar ilçesi Yenihal Köprülü Kavşağında düzenlenen süresiz direniş nöbeti programı Hafız Ömer Akgül’ün Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.

Programda bir konuşma yapan HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Hüseyin Yılmaz, geçmiş tarihlerde Müslümanlara yönelik yapılan soykırımlara dikkat çekerken şu anda Filistin’de yapılan katliamı meşru göstermeye çalışanların olduğunu belirtti.

Mehmet Hüseyin Yılmaz

“Eğer halkların bu baskısı olmazsa tarafsızlık adıyla yöneticiler bütün Müslümanların şehid olmasını seyredecek”

Şu an dünyanın birçok yerinde siyonist çete rejiminin yapmış olduğu katliamı kınayan insanların sokaklarda olduğunu söyleyen Yılmaz, bu zulme seyirci kalan devlet yöneticilerinin adım atması için zorlamaya çalışıldığını ve sürdürülen bu direniş nöbetlerinin terk edilmemesi gerektiği belirterek şu ifadelere yer verdi:

“Bugün dünyanın tüm emperyalistleri bir olmuş, kilometre başına 2 bin 500 insanın yaşamak zorunda kaldığı bir toprak parçasını kuşatmaya gelmişler. Ambargo ile insanları aç, susuz bir şekilde ölüme terk etmeye çalışmaları yetmiyor bombalarla evlerini başlarına yıkıyorlar. Şu an yaklaşık 6 bin bina yıkılmış durumda. Bugün ablukanın 15’inci günü ve zulüm devam ederken halen bunu önleyecek kimse çıkmadı. Avrupa ülkeleri sessiz hatta zulme taraftar. Müslümanların onurunun ve HAMAS’ın yok olmasını istiyor. Müslüman ülkelerin liderleri ise tarafsızlık adıyla sessiz sedasız bu zulmü seyrediyorlar. Eğer halkların bu baskısı olmazsa tarafsızlık adıyla oradaki bütün Müslümanların şehid olmasını seyredecek bu insanlar.”

Tabloya bakıldığında insanların birçoğunun umutsuzluğa kapıldığının altını çizen Yılmaz, “Bu umutsuzluk onları evlerinde oturmaya, zulme seyirci kalmaya itmiş. Bizler sesimizi yükseltecek, seyirci kalan idarecilerimizi de harekete geçireceğiz. Bu tabloya bakarak ümitsiz olmayalım. İslam coğrafyası nice işgaller, vahşetler gördü. Geçmişte haçlılar ortaya çıktı, İslam coğrafyasını tarumar ettiler.” dedi.

“İşgal altında olan bir İslam beldesi var ve biz Müslümanlar o beldeyi necis ayaklar altından kurtarmak zorundayız”

Yılmaz, “Bir Selahaddin çıktı ve bu gidişe dur dedi. Bir yerde direniş ve mücadele varsa illaki başarıya ulaşacaktır. İçerideki ihanetçilere rağmen Müslümanlar pes etmedi, mücadeleye devam ettiler. Filistin topraklarında Selahaddin-i Eyyubi haçlıları mağlup etti ve işgale son verdi. Doğuda bütün vahşet ve zülumatıyla Moğollar çıktı, karanlığıyla İslam beldelerinin üzerine çöktü ve öyle bir korku saldı ki İslam ülkelerin liderleri bunlara teslim oldu. Teslim olmayan Müslümanlar kıyımdan geçirildi. Nihayetinde Seyfü’l-Kudüs çıktı ve onları yenilgiye uğrattı.” ifadelerini kullandı.

Bugün çağdaş haçlıların siyonistlerle beraber tekrardan İslam coğrafyasını kuşattığını sözlerine ekleyen Yılmaz, “İnşallah onların sonu yakındır, defolup gideceklerdir. Bunun ilk numunesini gördük. Amerika Afganistan’dan defolup gitti. Bugün işgal altında olan bir İslam beldesi var ve biz Müslümanlar o beldeyi necis ayaklar altından kurtarmak zorundayız, vazifemizdir. Bazıları ‘bize ne Kudüs’ten Filistin’den’ diyor. Müslüman olarak bizim vazifemizdir. Çünkü bir İslam beldesi işgal altındaysa cihad farz olur.” şeklinde konuştu.

“Kimileri algı operasyonlarıyla Gazze’deki katliamı normalleştirmeye çalışıyor”

Toplumda “Filistin’den bize ne” diyenleri “vicdanı kurumuşlar” olarak tarif eden Yılmaz, katliamlara duyarsız kalan kesimlere seslenerek, “Hadi Müslümanlıktan vazgeçtiniz, İslam’ı terk ettiniz, Müslüman olarak duyarlılığınız kalmadı. Korkmayın Siyonistlerin vahşetine karşı çıkmanız sizi Müslüman yapmaz ama hiç olmazsa insan olarak vicdanınızın kurumadığını göstermiş olacaksınız. Maalesef kimilerinde o da yok. Algı operasyonlarıyla Gazze’deki katliamı normalleştirmeye çalışıyor. Neymiş? Müslümanlar Kürtler için neden sokağa çıkmıyor muş? Be kör adam yıllardır sokaklardayız, Kürtlerin hakları için de meydanlardayız, görmüyor musunuz? Bunu görmelerine rağmen algı operasyonlarıyla Siyonistlere çalışıyorlar, onlar işbirlikçidir.” diye belirtti.

Osman Yağmur

“Allah-u Teala mücahid ve muvahid insanların harekete geçmesini istiyor”

Yılmaz’ın konuşmasının ardından minik çocukların dilinden Filistin’e ithafen hazırlanan şiir dinletisiyle program devam etti.

İşgal rejimi ve destekçileriyle mücadele etmenin önemine ilişkin hitapta bulunan Ulu Camii İmam Hatibi Osman Yağmur Hoca ise şunları söyledi:

“Sakın israilde işlenen cinayetlerden, Amerika’nın israilin yanında yer almasından ve dünyanın her yerinde yapılan zulümlerden Allah’ı gafil zannetmeyin. Allah-u Teala bu mücahid ve muvahid insanların harekete geçmesini istiyor. Yoksa Allah ‘kun feyekun’ dedi mi yeryüzünde hiçbir canlı bırakmayacak kadar güç ve kuvvete sahiptir. Allah yeryüzünde zulmeden kafir ve münafıklara karşı Müslümanların bir ve beraber olmasını istiyor. Kur’an’ı mı binde yüce Rabbimiz bize seslenirken ey iman edenler Allah yolunda, ilahi kelimetullah’ın yücelmesi için, fitne bitip din tamamen Allah’ın oluncaya, Amerika’nın gücü bitinceye, israil ağaçların arkasına saklanıncaya, batının İslam topraklarından defolup gidinceye kadar siyonistlere ve emperyal güçlere karşı mücadele ediniz.”

“Müslümanlar Allah yolunda; tağutlar, kafirler ve münafıklar yeryüzünün ifsadı için mücadele ederler.” ifadeleriyle konuşmasını sürdüren Yağmur, “Onlar şeytanın arkadaşlarıdırlar, şeytanlarla beraber hareket ederler ama şunu biliniz ki şeytanın oyunları pek düşüktür. Nasıl ki ebrehenin ordusu filleriyle Kabe’yi yıkmaya geldiyse aynı şekilde Akdeniz’de filoları ile gelen Amerika da def olacak ve bir gün yok olacaktır.” dedi.

“Ey Selahaddin-i Eyyubi’nin torunları! Ebu cehil ve ebu leheblerin torunlarıyla mücadele ediniz”

Yağmur, “Birleşmiş Milletler meğer bir leşmiş, müslüman ve müminlerin cesetleri üzerinde toparlanabilen leş kargalarıdırlar. Aslında onlar birleşmiş millet değil onlar birleşmiş münafıklar olarak hareket ediyor. ABD’nin açılımı da Allah’ın buğzuna uğramış devletlerdir. Onların oyunları çok zayıftır, hiçbir zaman korkmayın, çekmeyin. Hazreti Musabları, Bilalleri, Hamzaları düşünün. Onlar da aynen bugünkü gibi az topluluklardı ama Mekke’de müşriklere, Medine’de kafirlere karşı galip geldiler, dünya devlerini ve devletlerini dize getirdiler. Eğer bizde Kur’an’a sarılır, rehberimiz Muhammed Mustafa Sallallahu Aleyhivesellem olursa, ashabın ahlakıyla ahlaklanırsak, yek vücut olursak dünya devleri karşısında filolarına, uçaklarına, silahlarına karşı en güçlü gelecek olan sizlersiniz.” ifadelerine yer verdi.

Selahaddin-i Eyyubiler yetiştirmeleri hususunda Diyarbakırlı annelere seslenen Yağmur, “Ey Diyarbakır kadınları ve anneleri! Selahattin-i Eyyubi Diyarbakır’dan Kudüs’ü fethetmeye giderken Kudüs’ün yağlanması için Diyarbakır’dan gitmiştir, onun için Kudüs için bizim için önemlidir. Kudüs bize Muhammed Mustafa’nın, Hazreti Ömer’in ve Selahaddin-i Eyyubi’nin mirasıdır. Ebu cehiller, ebu lehebler, firavunlar, nemrutlar ölmedi. Bugün onları torunları bizlerle mücadele ediyor. Ey Selahaddin-i Eyyubi’nin torunları ve Muhammed Mustafa’nın ümmeti ebu cehil ebu leheblerin torunlarıyla mücadele ediniz.” şeklinde konuştu.

Program, Abdulhakim Avut Hocanın yaptığı dua ile sona erdi.

www.batmanpusula.com / Funda Kezer