“Zihinsel ve duygusal uyum” tanımını önümüze koyan denge kavramı,uç noktalarda olmama ya da orta yolda olma anlamı yüklenmektedir.İnsan için olduğu kadar olaylar, ortamlar ve insanın yaşam alanlarında ortaya çıkan her şey için geçerli olan denge kavramı, birbirinin zıttı olan ya da birbirinden ayrı olarak farklı yerlerde ve hallerde olan iki unsurun ortada buluşması tanımına sahiptir.
Karşıt iki gücün-nesnenin denk gelmesi veya aynı imkân-şartlara sahip olacak seviyede buluşmasıdır. İnsanın duygu-düşüncelerinin ve akıl-iradesinin karşımıza çıkarması gereken insan tipinin normal bir kişilik yapısı olarak varlığını sürdürmesidir.
Siyasi alanda yetkilerin ve yönetim mekanizmasının tüm halka seslenecek bir toplumsal sözleşme yakalayabilmesi; Ekonomik ihtiyaçlar ile insanların gereksinimlerinin eşit şartlarda karşılanmasına imkân tanınması; Nesnelerin, eşyanın, biçimlerin, dokuların, yönlerin, aralık ve ölçülerin uyum içerisinde insan hayatını bir seciyede tutmasıdır.
Bunların bir ucu aşırılık kavramını diğer ucu da pasiflik ve hareketsizlik halini işaret ederken, insan uyumluluk ile uyumsuzluk arasında yakalaması gereken seviyeyi belirleyerek hayatını dengeli bir süreçte sürdürme gayretine girer.
Aşırılık, zarar doğurur. Aşırılık, dengesizlik yaratarak insanın psikolojik ve sosyal sıkıntı-krizler yaşamasına yol açar. Yaşam alanlarında toplumsal ilişkiler ve sosyal iletişim ortamlarında ya da ihtiyaçların karşılanması için bulunulan ortamlarda sevilen-saygı duyulan kişi-gruplara duyulan bağlılığın yakıcı-yıkıcı eylemlere dönüşmesi ile fanatiklik kavramı adalet-hak kavramlarının insana verilmesi gereken tüm ilkeleri yok eder.
Karıştırılan şey sevmek-bağlılık duymak ile koruma-aitlik hissi ile hareket edeyim derken yıkımlara-zararlara sebep olmaktır. Çünkü insan içgüdüleri kontrol edilemeyen dürtülere sahiptir. Duygular ve düşünceler kontrol edilemiyorsa, sevgi-bağlılık hisleri başkasına zarar verme etkenlerini tetiklemeye başlar.
İnsanların başarı adına, kazanç adına emek sarf etmesi ya da eğitimleri, kişisel gelişimleri adına yoğun çabalar sarf etmesi normal karşılanan girişim-eylemlerdir. Ama aile-çocuk ihmali, insanları hayatlarından çıkarma girişimi, sosyal hayattan kopma, içine kapanma, sınırsız para kazanma hedefi, kendine ve çevresine zarar verme durumu söylenmek istenen aşırılık-fanatiklik eylemlerinin bariz örnekleridir.
Sapkınlık ve sapıklık gibi aykırı eylemler, ideolojik saplantılar, dini ilkeleri kültür öğeleriyle karıştırarak yaşamaya çalışmak,bağnazlık sergilemek, inançları rencide edecek alışkanlıkları ön planda tutmak, siyasi düşünce ve taraftarlık fikirlerini uç noktalarda yaşayarak özgürlükleri-yaşam haklarını ayaklar altına almak fanatizm ve aşırılığın uç noktalarını önümüze koyar.
YORUMLAR