Beklentiler bitmiyor ve hiç kimse kendini işin içine dâhil etmiyor.
Yetmiyor, eleştiri ve açık arama düşüncesiyle ahkâm kesme psikolojisine girilip, etrafta eksiklik bularak şikâyetleri sınırsızca dile getirme hatasına düşülüyor.
Birileri “Sorumluluk” kavramının ne anlama geldiğini öğrenmeli!
Ülke genelinde üzerine kitaplar yazılacak konulardan biri olan eğitim-öğretim alanıyla ilgili durumları, eksiklik/fazlalıkları ya da güzellikleri/problemleri dile getirme peşine düşmeden, ilimiz genelinde eğitim hayatını sürdüren 173 bin Anaokulu, İlkokul, Ortaokul ve Lise öğrencisinin mekânı olan toplam 727 okul binasının aktif faaliyetlerine devam ettiğini belirtelim.
7038 Derslikte 9600 öğretmenin görev yaptığı ortamda tüm kademelerde tamı tamına 173 bin çocuk/genç öğrencilik yapmakta.
Bunun anlamını biraz detaylandıracak olursak: İlimizde eğitim çatısı altında öğrenimlerini devam ettiren öğrenci sayısı hemen hemen birçok ilimizin nüfusuyla denk veya fazla durumda. Diğer bir çıkarılacak anlam da çocuk/genç potansiyelinin çok yüksek olması ve genç bir demografik yapıya sahip olduğumuzdur.
Umursamazlık kavramını akıllara getiren etkenlerden bir tanesi bu durumdur. Öğrenci sayısının fazlalığı aile yapılarını önümüze seriyor. Fazla çocuk sayısı (ki son yıllarda 8-10 kişilik çocuk sayısının zamanla 3-5 sayıya düştüğünü görüyoruz) eğitim alanında karşımıza çıkan manzaranın tek sebebi.
Fazla çocuk veya okula gönderilen çocuklar bir bakıma ilginin/takibin yapılamamasında sıkıntı yaratan etmenler. Bu manada velilerin ve okul çatısında bulundurulmaya çalışılan öğrencilerin eğitimin tek bir parçası olmadığı görülmelidir.
Eğitim alanının ana merkezinde öğrenci olsa da son zamanlardaki veli duyarlılığının artmaya başlaması yeterli olmuyor.
Veli desteği ve takibi konusunda işi eğitimcilere ve resmi mekanizmalara bırakarak tembellik gösterilmesi hatalı bir gerçekliğimiz ne yazık ki…
Yalnız bahsedilen ilgi/takip sisteminin içerisine sadece manevi yönlü destekler girmiyor. Maddi destekler itibariyle var olan her şeyi ilgili makamlardan bekleme psikolojisinden kurtulmak gerekiyor.
Belirli zamanlarda aralıklı dönemlerle okul ziyaretleri elden geldiğince yapılmalı. Çünkü öğrencinin okula gitmesi her şeyi bitirmiyor. Takip ve anne/baba varlığının hissettirilmesi sadece eğitim sürecine katkı sağlamıyor. Çocuğun/gencin hayatını kurmasında temel atılan ilkeleri canlandırma konusunda faydalar sağlamakta.
Okulun eğitim süreci için gerekli bir ortam olduğunu PANDEMİ dönemi acı tablosuyla bize fazlasıyla tattırdı. Okul çatısı her kademe için girilmesi gereken bir ortam halinde kullanılmalıdır. Tek başına yeterli olmasa da takviye ortam ve kaynaklarla okulu ana çatı kabul etmek kaçınılmaz kaderimizdir.
Ama takip etme ve ilgilenme boyutları unutulmadan çocukların/gençlerin gelişim evrelerine yön vermek kaçınılmaz alternatifimiz durumunda.
YORUMLAR