İlginç olan nokta hayvanları ya da sokakta olan özellikle sokak köpeklerinin küçük/büyük veya kadın/erkek demeden çocuk, genç, yaşlı birçok kişiye aynı türden saldırganlıkları göstermesidir. Özellikle altını çizerek söylüyorum: “Özellikle köpekler açısından tek tek uzak kalınması gereken bir tehlike olmasına rağmen asıl uzak durulması ve asla yanaşılmaması gereken anlar sürü halinde olan köpek topluluğudur.”
Asla ve asla bir köpek sürüsünün (en az 3-4 köpekten oluşan) yanına yaklaşmamak gerekiyor. Sürü mantığı ve açlık dürtüsü saldırganlığın ölüme kadar uzamasına yol açıyor.
Ülkemizde yaşanan coğrafya itibariyle sokaklarda genel manada köpek ve kedi türlerine rastlanmakta. Dış dünyada veya yaşadığımız bölgelerde coğrafik yaşam alanlarının sebep olduğu nedenlerden dolayı sadece kedi, köpek ve değişik kuş türleri bulunmakta.
Ancak diğer ülke ve coğrafyalarda durum bununla sınırlı değil. Ormanlık alanlar, nehir kuşağı, deniz hayatı, dağlık arazilerin çevrelediği yerleşim yerlerinde daha fazla hayvan türlerine rastlanmakta. Değişik hayvan türlerinin bu yaşam alanlarında insanlarla ortak mekânlarda bulunduğunu görüyoruz.
Ülkemize ve özellikle ilimize özgü olması üzerinden konuşacak olursak; Karşımızdaki tehlike veya risk başıboş köpeklerdir denebilir. Çünkü diğer hayvan türleri sokaklarda hayati risk yaratacak bir saldırganlık güdüsüne sahip değil.
Ama köpekler…
Evcil olarak evde/bahçede beslenmeleri ve zararsız olmaları kadar sokakta yaşayan ya da evde bakılsa bile Pitbull cinsi gibi türlerin sebep olduğu birçok yaralayıcı/ölümcül vakalar yok değil!
Özellikle çocukların yaşadığı vakalar ve büyüklere olan saldırganlık girişimlerinin temelinde açlık ve karnını doyurma güdüsü var.
Üzerine bir de son zamanlarda evde hayvan bakımı ve beslenmesi için artan maliyetler sokaklardaki köpek sayısını artıracak gibi görünüyor. Çünkü masraflı maliyetler nedeniyle insanlar birçok hayvanı besleyemez hale geldiğinden hayvanlar açısından tek adres kalıyor: Sokaklar!
Sorumluluk resmi makamlar itibariyle Belediye teşkilatında olsa da bu ağır yükün altından kalkmak kolay olmamakta. Bakım merkezleri, veteriner hizmetleri ve tehlikeli durumlar için ilgili Belediye birimleri aktif halde her türlü hizmeti vermeye devam etmekte. Ancak nereye kadar?
Tamamen hayvanları dışlayıcı bir eylem birlikteliği de yanlış olur.
Bir şekilde değişik uygulamalarla hayvanlar âlemini doğal yaşam alanlarımızın figürü yapmak zorundayız. İlahi kültürümüz de vicdani boyutumuzda geçmişten gelen kültürel değerler itibariyle bizde canlıya saygı, koruma, besleme ve emanet bilinci doğurduğundan dolayı sorumluluk alma konusunda hassas davranmayı sürdürmemiz gerekiyor.
YORUMLAR