Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Sabahattin Hamidi

RAMAZAN SOHBETİ (19)

HÜMEZE SURESİ.(4)

Bakın böyle mal toplayıp biriktirmeye çalışan, malıyla, mülküyle kendisini üstün görüp insanlara tepeden bakan ve de bu malıyla kendisini ebedîleştirmeye çalışan kişinin cehenneme gideceğini anlatıyor Rabbimiz.

                4. “Hayır, andolsun ki o, Hutame’ye atılacaktır.”

                Böyle yapan kişi Hutame’ye atılacaktır. Andolsun ki o Huta-me’ye atılacaktır, diyor Rabbimiz. Hutame, Kur’an’da cehennemin isimlerinden birisidir. İçine atılan her şeyi kırıp geçiren, ufalayıp yok eden manasına cehennemin isimlerinden birisidir.

                Rabbimiz “Kella” diyerek söze başlıyor. Hayır hayır! İş sizin bildiğiniz gibi değildir. Vazgeçin bu anlayışlarınızdan! Değiştirin bu düşüncelerinizi! Andolsun ki mal toplayan, mal biriktiren ve onunla ebedîleşeceğini zanneden kişi, hayat programını bu inanca bina eden kişi mutlaka Hutame’ye atılacaktır. Böyle düşünenler, böyle yaşayanlar her şeyi yalayıp yutan, insanı insanlıktan çıkaran Hutame’ye atılacaktır.

   Mal, mülk sebebiyle insanları küçük gören, onları kırıp dökenler bu tavırlarına mütenasip olarak kendileri de kendilerini kırıp geçirecek bir ateşe atılacaklardır. Dünyada insanların etlerini yiyenler, onların ırzlarına, namuslarına, şereflerine haysiyetlerine dil uzatanlar etlerini, kemiklerini yiyecek bir Hutame’ye atılacaklardır. İnsanları kırıp dökenler de orada kırılacaklardır. Bakın Allah’ın Resûlü bir hadislerinde Hutame’yi anlatırken şöyle buyurmaktadır:

 “Melek bir kâfiri yakalayacak ve tıpkı odunun diz üstüne konulup kırıldığı gibi, onu belinden kıracak ve cehenneme atılacaktır.”

                5. “Hutame’nin ne olduğunu sana bildiren nedir?”

                Hutame’nin ne demek olduğunu sen nerden bileceksin peygamberim? Dinle onu sana ben anlatayım anlamına bir ifade. Cehennemin dehşetini anlatan bir ifade. İnsanın mahiyetini bilemeyeceği Hutame, “Hümeze” ve “Lümeze”ye verilecek cezadır. Hemmaz ve Lemmaz için Rabbimizin takdir ettiği bir cezadır bu. Mal-mülk sahibi oluşunu insanlara tepeden bakma ve onları hakir görme sebebi bilen kimselerin cezaları da onları küçük düşürecek bir atılma cezasıdır. Melekler, kırıp büküp baş aşağı değersiz bir biçimde ateşe atıverecek onları. Hani sobaya sığmadı diye odunu kırar, birkaç parçaya bölersiniz ya, işte melekler de dizlerinin üzerinde birkaç parçaya kırıp bükerek onları değersiz bir biçimde cehenneme atıverecekler.

      Mevlam cümlemizi muhafaza etsin. Oraya girdirici her türlü hareket ve muamelelerden uzak duranlardan eylesin.Ve hepimizi cennetine dahil olacaklardan eylesin.AMİN

 

 

AYETİ KERİMELER:

“Yalnızca Allah’a kulluk ve ibâdet edin, hiçbir şeyi ve hiç kimseyi O’na denk tutmayın! Ana babaya ve diğer yakın akrabaya, yetimlere ve yoksullara, gerek soy, gerek mesafe, gerekse inanç bakımından size yakın ve uzak komşulara, birlikte olduğunuz iş, yol veya hayat arkadaşınıza, yolda kalmış kimselere, emriniz altındaki köle, cariye, hizmetçi ve işçilere iyilik edin. Şunu iyi bilin ki Allah, kendini beğenen kibirli insanları sevmez.” (Nisa.36.)

* Ey insanoğlu! Akrabaya, yoksullara ve yolda kalmışlara hakları olan zekât ve sadakalarını ver fakat Allah’ın yasakladığı yerlere harcama yaparak, veya kendini ve aileni başkalarına muhtaç bırakacak şekilde malını dağıtarak büsbütün de saçıp savurma.”diye buyuruyor yüce Allah.”(İsra 26.)

 

HADİSİ ŞERİFLER:

*.Ebu Hureyre ra den,efendimiz a.s:”Kim rızkının bollaşmasını, ömrünün de uzun            ( bereketli)  olmasını isterse, akrabasına iyi muamele yapsın” buyurmuştur.

*.Ebu Hureyre r.a’den; Adamın biri ”Ya Resulallah, benim bir takım akrabalarım vardır ki,ben onlarla münasebetimi devam ettiririm. Onlar keserler.Ben onlara iyilik yaparım, onlar bana kötülük yaparlar.Ben onlara yumuşak davranırım,onlar bana kabalık gösterirler” Bunun üzerine Allah Resulü as:”Eğer sen dediğin gibi isen,onlara kızgın kum saçmış gibisin.Ve sen buna devam  ettiğin müddetçe,Allah tarafından onlara karşı sana devamlı bir yardımcı bulunur”tac.31.diye buyurmuştur.

*.Buhari, Müslim, Tirmizi nin rivayetlerinde:”Akraba hakkına riayet eden,akrabadan aldığının benzerini ona veren değil,Akraba bu hukuka riayet etmediği halde,ona veren ve akrabalık ilişkilerini devam ettirendir”..diye buyurmuşlardır. 28

 

 

HZ ALİ RA:

Çünkü kıyâmet günü bir nidâ eden nidâ eder de der ki: Bilin, Kur’an’dan başka bir şey eken, ektiğini biçerken belâlara uğrar. Artık siz de O’nu ekin, O’na uyun; Rabbinize O’nu delil edin; nefislerinize O’nu öğütçü yapın; kendi reyleriniz O’na uymazsa reylerinizi töhmetleyin; dilekleriniz O’na aykırıysa dileklerinize hıyânette bulunun.

İyi işe koyulun, iyi işe; sonra da sona dek çalışın, sona dek. Doğru olun, doğru; sonra da dayanın da dayanın; sakının da sakının. Bilin ki size bir son vardır, sonunuza yönelin. Bilin ki size alâmetler dikilmiştir, onlara uyun da yol alın; bilin ki İslâm için bir son durak vardır; o durağa yürüyün.

Allah’a, size hakkından vâcip ettiği şeyleri edâ ederek, bildirdiği vazifeleri yaparak ulaşın. Ben tanıkım size, kıyâmet gününde de hüccet getiren, delil azhâr edenim size. Bilin ki kader, olup biter, kazâ gelir çatar. Ben Allah’ın vaadiyle, deliliyle konuşuyorum sizinle. Yüce Allah buyurmuştur ki: “Rabbimiz Allah’tır diyen, sonra da doğru yürüyen kişilere melekler inerler de korkmayın, mahzûn olmayın, muştuluk size, size vaad edilen cennetle derler.”[29] Siz de Rabbimiz Allah’tır dediniz ya, o halde kitabına uyun da doğru olun; emrine uyup kulluğunda doğru yola gidin de doğrulukta bulunun. Sonra da o doğru yoldan ayrılmayın; o yolda bidatler meydana getirmeyin; o yola aykırı harekette bulunmayın. Çünkü ayrılanlar, gerçekten ayrılırlar; kıyâmet gününde, Allah katında, rahmetine ulaşamazlar

 

ÜSTAD BEDİ’UZZAMAN HZ:

21.MEKTUP (4)

Beşinci Kelime;

HAMD ONA AİTTİR, Yani, hamd ve senâ, medih ve minnet Ona mahsustur, Ona lâyıktır. Demek nimetler Onundur ve Onun hazinesinden çıkar. Hazine ise daimîdir. İşte şu kelime şöyle müjde verip diyor ki:

Ey insan! Nimetin zevalinden elem çekme. Çünkü rahmet hazinesi tükenmez. Ve lezzetin zevâlini düşünüp o elemden feryad etme. Çünkü o nimet meyvesi, bir rahmet-i bînihayenin semeresidir. Ağacı bâki ise, meyve gitse de yerine gelen var. Nimetin lezzeti içinde, o lezzetten yüz derece daha ziyade lezzetli bir iltifat-ı rahmeti hamd ile düşünüp, lezzeti, birden yüz derece yapabilirsin. Nasıl ki, bir padişah-ı zîşânın sana hediye ettiği bir elma lezzeti içinde, yüz, belki bin elmanın lezzetinin fevkinde, bir iltifat-ı şahane lezzetini sana ihsas ve ihsan eder. Öyle de, ‘HAMD ONA AİTTİR’kelimesiyle, yani hamd ve şükürle, yani nimetten in’âmı hissetmekle, yani Mün’imi tanımakla ve in’âmı düşünmekle, yani Onun rahmetinin iltifatını ve şefkatinin teveccühünü ve in’âmının devamını düşünmekle, nimetten bin derece daha leziz, mânevî bir lezzet kapısını sana açar.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER