Nöbetçi Eczaneler
Farkında olmadıkları nokta İslam dünyasının ferdi olan ve Müslüman kimliği taşıyan hiçbir bireyin bu tür girişim ve olaylara girmeyeceğidir. Çünkü inancımız ve değerlerimiz tüm semavi dinlerin ve bu semavi dinlerin temsilcisi peygamberlerin ile temsil ettikleri kutsal metinlerin yaratıcımızın bir eseri olduğunu bilir ve korumaya çalışır.
Hem ilahi açıdan hem de kültürel değerler açısından hiçbir din ve inanç sisteminin değeri olan metinlere saygısızlık yapılmayacağı ilkesinin temel kodları Müslümanların hafızalarında yer edinmiştir.
Bilinir ki ilk kutsal metin olan Zebur ve anlatması/yayması için kendisine gönderilen Hz. Davut figürü yaratıcımızın inanan insanlar tarafından benimsenmesi amacıyla indirilen temel ilkeler bütünüdür.
Tabi ki insanların sonradan temel ilkler bütünü olan kutsal metni kendi kültürleri, yaşam tarzı, felsefeleri ve sosyal anlayışlarıyla tahrif etmesi sonucu temel özeliğini yitiren kitabeler ortaya çıkmaya başladı.
Aynı sürecin Tevrat ve İncil ile devam ettiği görüldü. Hz. Musa karakteri ile gelen Tevrat aslında sahih İslam dininin temel ilkelerinin indirildiği metinler olmasına rağmen insanlar tarafından aynı kaderi yaşamasına yol açan bir süreci geçirdi.
Hz. İsa ile rehberlik yapması için inen İncilin sonradan birçok kitabe haline gelerek günümüz dünyasında uygulandığı şekliyle tahrif edildiği gerçeğini görmek gibi bir talihsizlik yaşandığı ortada.
Semavi dinlerin (Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslamiyet) kutsal kitabı olan Zebur, Tevrat, İncil ve Kuran-ı Kerim tüm insanlığın hafızasında, yüreğinde ve davranışlarında korunması ve sahip çıkılması gereken insani/ilahi temel ilkeler olmalı iken ortaya çıkan olayların insanlığın ne kadar inançtan uzaklaştığını ispatlıyor.
İnsanlığın 3 kutsal metin ve temsilcisi olan peygamberlerine olan ihaneti üzerine Kuran-ı Kerim’ in Hicr-9 ve Kehf-27 ayetlerinde belirttiği şekliyle son kitap ve son peygamber Hz. Muhammed ve insanlara sünnet olarak da bıraktığı Kuran*ı Kerim koruma altında ve bozulmasına müsaade edilmeyecek şekilde günümüz dünyasına da ışık tutan ilkeleriyle önümüzde durmakta.
Bu yüzden kutsal metinler yakılmaz.
Bu nedenle semavi dinlerin kitabesi olan metinlere dokunulmaz.
Bu gerçek nedeniyle bırakın yakma ve tahrif etme; Yere düşmesine bile müsaade edilmez.
Tamamen tahrik, dışlama, karşı tepki göstermeye yol açma, sömürme zihniyetini karşı düşman cephesi yaratarak uygulamaya geçirme ve tamamen tarikat/hanedan kültürü kullanılarak elde edilen “GÜÇ” araçlarını dünyayı ve insanlığı yönetme sahnesinde hayata geçirme amacı taşıyan bir yaşam modeli yaratmanın görüntülere şahit olunduğu kesin!
YORUMLAR