Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Sabahattin Hamidi

RAMAZAN SOHBETİ (7)

Rahman ve rahim olan yüce Allah’ın adıyla. Onun verdiği güç ve yetkiye dayanarak ve yalnızca onun emriyle söylüyor ve anlatmaya başlıyoruz.

Kıymetli okurlar; bu sohbetimizde sizlerle Orucu bozan şeylerin ne olduğundan söz etmeye çalışacağız inş.

 

Orucu bozan şeyler ise şunlardır:

1. Yemek ve içmek.

Oruçlu kasten yer veya içerse, yediği ve içtiği ne kadar az olursa ol¬sun orucu bozulur. Fakat oruçlu olduğunu unutarak yer veya içerse, yediği ve içtiği ne kadar çok olursa olsun orucu bozulmaz. Çünkü Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:

Kim oruçlu iken unutup yer veya içerse, orucunu (bozmayıp) tamamlasın. Çünkü ona, ancak Allah yedirmiş, içirmiştir.

2. Gözle görülen bir şeyin insan vücuduna girmesi.

Hadîste geçen ‘cevf kelimesi, boğazdan mideye, bağırsaklara kadar olan yol demektir. Açık delikten insan vücuduna giren şeyden maksat da ağız, kulak, burun ön ve arkadan giren şeylerdir. Damarlardan vurulan iğne orucu bozmaz, çünkü damarlar, açık delik değillerdir. Yani Tabii menfezler değillerdir. Zikredilmeyen şeyler de buna kıyas edilir.

İnsan vücuduna giren sinek veya toz orucu bozmaz. Çünkü bunlardan korunmak çok zordur. Diş etleri kanayıp tükürüğü necis olur da ağız yıkanıp temizlenmezse -tükürük bembeyaz olsa dahi- bu tükürüğü yutmak orucu bozar.

Normal şekilde mazmaza (ağıza su vermek) ve istinşak (buruna su vermek) yapılırken boğaza kaçan su orucu bozmaz. Ancak mazmaza ve istinşak mübalağalı bir şekilde yapılır, ağıza alınan su gargara yapılırken boğaza su kaçarsa oruç bozulur. Çünkü Ramazan’da böyle yapmak ya¬saktır. Temizlenmesi mümkün olmayan bir yemek kalıntısı, kasıt ol-maksızın tükürükle beraber içeri girerse oruç bozulmaz. Ancak dişlerin arasındaki yemek kalıntısının temizlenmesi mümkün olduğu halde temiz¬lenmez de boğaza kaçarsa oruç bozulur.

Yemeye veya içmeye zorlanan kimsenin orucu bozulmaz. Çünkü bunu kendi iradesiyle yapmamıştır.

Boğaza bir şey dönmese de kasten kusmak orucu bozar. Fakat kişi isteği dışında kusarsa, kusmuğun bir kısmı tekrar içeri girmiş olsa da orucu bozulmaz.

Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:

Oruçlu iken kendisine kusmak; galebe edip de kusan kimseye kaza yoktur. Fakat kendi kusarsa kaza etmelidir.

3. İhtilam olmasa dahi kasten cinsî münasebette bulunmak.

Bunun delili şu ayettir:

Fecrin beyaz ipliği, siyah ipliğinden ayrılıncaya kadar yiyin, için. Sonra gece oluncaya (güneş batıncaya) kadar orucu tamamlayın. Mescidlerde itikafta iken hanımlarınıza yaklaşmayın.

(Bakara/187)

Ayette geçen ‘beyaz iplikten maksat, gün ışığı, ‘siyah iplikten maksat ise gece karanlığıdır. Fecr ufukta yatay bir şekilde meydana gelen ve gecenin sona erdiğini gösteren ışıktır.

Ayetteki ‘onlara yaklaşmayın’ ibaresinden maksat, itikafta iken kadınlarla cinsel ilişkide bulunmamaktır. Eğer kişi unutarak hanımıyla cinsî münasebette bulunursa orucu bozulmaz. Bu, unutarak yiyip iç¬meye kıyas edilir.

4. İstimna

İstimna kişinin hanımını öpmesi veya dokunması suretiyle veya el vasıtasıyla kendisini ihtilam etmesidir. Oruçlu iken bu kasten yapılırsa oruç bo¬zulur. Ancak herhangi bir sebepten ötürü isteği dışında olursa oruç bo¬zulmaz. Karısını veya kocasını öptüğünde şehveti harekete geçecek olan kişinin bunu yapması tahrimen mekruhtur. Çünkü orucun ifsat olma tehlikesi vardır. Bu, kasten orucu ifsat etmeye çalışmak gibidir. Öpmekle şehveti harekete geçmeyen kişinin de öpmeyi terk etmesi evlâdır.

Hz. Aişe’den şöyle rivayet edilmiştir: ‘Hz. Peygamber, oruçlu olduğu halde beni öperdi. Halbuki hanginiz Hz. Peygamber’in nefsine hâkim oluşu kadar nefsine hâkim olabilir?’

Âlimler, Hz. Aişe’nin sözünün şu anlama geldiğini söylemişlerdir: ‘Sizin için hanımlarınızı öpmemek daha iyidir. Vehme kapılarak kendinizi Hz. Peygamber gibi saymaya kalkışmayın. Peygamber için mubah olan şeyin size de mubah olduğunu düşünmeyin. Çünkü Hz. Peygamber nefsine mâlikti; şehvetine kapılmaktan ve cinsî münasebette bulunmaktan emindi. Siz ise bunlardan hiçbir zaman emin olamazsınız’.

5. Hayız ve Nifas

Hayız ve nifas, orucun sıhhatine mâni olan özürlerdir. Bu bakımdan günün bir kısmında hayız veya nifas olan kadının orucu bozulur ve daha sonra orucunu kaza etmesi gerekir.

Hz. Peygamber’e, kadının dininin nasıl noksan olduğu sorulunca, Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:

Kadın hayız ve nifaslı olduğu zaman namazı terketmez mi, orucunu bırakmaz mı?

6. Akıl ve şuuru kaybetmek ve dinden çıkmak

Tecennün etmek (delirmek) ve dinden çıkmak (irtidad), orucun sıhhatine manidir, Çünkü bunlar, kişiyi mükellef olmaktan çıkarır. Ayrıca oruçlu kimse, orucu ifsad edecek şeylerden kaçınmalıdır ki orucu sahih olsun. Oruç, fecrin tulûundan başlar, güneşin batışına kadar devam eder. Eğer oruçlu bir kimse, fecrin doğmadığını zannederek orucu bozan şeylerden birini yaparsa, sonra da fecrin doğduğu anlaşılırsa orucu bozulur. Ancak Ramazan ayının hürmetine binaen o gün akşama kadar bir şey yiyip içmemeli ve daha sonra da orucunu kaza etmelidir.

Yine günün sonunda güneşin battığını zannederek iftar eden kişinin -güneşin batmadığı anlaşılırsa- orucu bozulur. Daha sonra orucunu kaza etmesi gerekir.

   Mevlam adap ve erkanlarına uygun bir orucu tutmayı cümlemize nasip etsin.Orucu makbul olanlardan eylesin.Allah’ın yüklemiş olduğu sorumluluğun gereğini yerine hakkıyla getirenlerden eylesin.Ve bizleri Cehennemin o yakıcı ateşinden muhafaza eylesin.AMİN

 

 

AYETİ KERİMELER:

“Ey şanlı Elçi! Sen inkârcıların dedikodularına aldırmadan tebliğine devam et! Unutma ki, Biz seni hakikate şehadet eden bir şâhit, ebedî saadeti muştulayan bir müjdeci ve cehennem azabını haber veren bir uyarıcı olarak gönderdik”(Ahzap.45)

“Ve Allah’ın izniyle tüm insanlığı Allah’a çağıran bir davetçi ve gönülleri aydınlatan bir ışık kaynağı olarak gönderdik.” (46)

“O hâlde, inananları şimdiden müjdele: Onlara, Allah tarafından vaad edilen büyük bir ikram var!” (47)

Bu ikramı hak etmek istiyorsan, O’nun ayetlerini açıkça yalanlayan inkârcılara ve inkârlarını gizleyen münafıklara sakın itaat etme! Onların engellemelerine, eziyet verici sözlerine aldırmadan yoluna devam et ve görevini yaparken yalnızca Allah’a güven! Unutma ki, her konuda güvenilir bir vekil olarak Allah yeter.! /48)

 

HADİSİ ŞERİFLER:

…….Sehl ibn Sa’d(r.a)’den: Rasulullah (s.a.v):

“İnsanlar, vakti girince iftar etmeye acele davrandıkları müddetçe daima hayırla beraberdirler” buyurdu.

 

…….Abdullah ibn Ebî Evfâ (r.a) şöyle dedi: Ben Peygamber ile beraber bir yolculukta bulundum. Peygamber oruç tuttu. Niha¬yet akşama girince birisine:

— “İn de benim için sevik bulamacı karıştır” buyurdu. O zât:

— Akşama girinceye kadar bekleseydin! dedi. Peygamber (s.a.v)

— “İn de benim için sevîk bulamacı karıştır. Sen gecenin şu (do¬ğu) taraftan geldiğini gördüğünde, oruçlu iftarını yapar” buyurdu.

 

PEYGAMBER EFENDİMİZ SAV’DEN DUALAR:

“Allah’ım! Bana sonunda küfür olmayan kuvvetli iman, kendisi ile dünya ve Ahiret şerefine erişeceğim merhamet ver.”

“Allah’ım! Senden kazalardan kurtuluş, şehitlerin makamını, mutluların yaşamını ve düşmanlara karşı yardım isterim.”

“Allah’ım! Halimi sana arz eder, ihtiyacımı senden isterim. Her ne kadar gerçekleri olduğu gibi göremesem amelim eksik ve zayıf da olsa yine rahmetine muhtacım. Ey işleri ve hadiseleri layıkıyla değerlendiren, ihtiyaçları gideren ve kalplere şifa veren Allah’ım, deryaların içinde darda kalanları kurtardığın gibi beni cehennem azabından,(çıkmaza girip)ah vah etmekten ve kabir azabından kurtar.Allah’ım,Doğruyu görmekten,aciz kalıp yapmaya niyetlendiğim,kullarına vaat ettiğini veya verdiğin,benimde isteyemediğim hayırlı şeyleri senden ister, sana yönelir ve merhametine sığınırım.” 

 

HZ ALİ RA:

Hamd Allah’a ki işlerin gizliliklerini örttü, gizledi; fakat ona bütün gizlilikler âşikâr, her şeyden kudretini, sanatını bildiren bir delil eder izhâr; her yanda delilleri berkarar. Gören O’nu göremez; ama görmeyen göz de inkâr edemez; nitekim O’nun varlığını ispat eden gönül de onu göremez. Yücelikte en üstündür; O’ndan üstün bir varlık olamaz; yakınlıkta en yakındır; O’ndan yakın bir var bulunamaz. Ne yüceliği, yarattığı bir şeyden uzaklaştırır O’nu; ne yakınlığı yarattıklarıyla eşit eder O’nu. Akıllara sıfatlarını sınırlamayı bildirmemiştir; ama O’nun varlığını, birliğini tanımaktan da onları perdelememiştir. Öyle bir vardır, birdir ki varlık nişaneleri, O’na şehadet eder, inâdına inkâr edenin gönlü bile varlığını ikrâr eyler. Allah, O’nu yaratıklara benzetenleri, yahut inat edip inkâr edenlerin söyledikleri sözlerden yüce mi, yücedir.

 

ÜSTAD BEDİUZZAMAN:

*** Yedinci Nükte: Ramazanın siyamı, dünyada ahiret için ziraat ve ticaret etmeğe gelen nev’-i insanın kazancına baktığı cihetteki çok hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki: Ramazan-ı Şerifte sevab-ı a’mal, bire bindir. Kur’an-ı Hakîm’in nass-ı hadîs ile herbir harfinin on sevabı var; on hasene sayılır, on meyve-i Cennet getirir. Ramazan-ı Şerifte her bir harfin, on değil bin ve Âyet-ül Kürsî gibi ayetlerin her bir harfi binler ve Ramazan-ı Şerifin Cum’alarında daha ziyadedir. Ve Leyle-i Kadir’de otuz bin hasene sayılır. Evet, her bir harfi otuz bin bâki meyveler veren Kur’an-ı Hakîm, öyle bir nuranî şecere-i tuba hükmüne geçiyor ki; milyonlarla o bâki meyveleri, Ramazan-ı Şerif’te mü’minlere kazandırır. İşte gel, bu kutsi, ebedî, kârlı ticarete bak, seyret ve düşün ki: Bu hurufatın kıymetini takdir etmeyenler ne derece hadsiz bir hasarette olduğunu anla!

 

ÜSTAD NECİP FAZIL KISAKÜREK:

Çaycı, getir ilaç kokulu çaydan

Dakika düşelim senelik paydan

Zindanda dakika, farksızdır aydan

Karıştır çayını zaman erisin

Köpük köpük, duman duman erisin

 

Dağı tanıyan, nasıl tanımaz uçurumu?

Madem ki yükseliş var, iniş olmaz olur mu?

 

 

SADİ ŞİRAZİ Hz:

• İnsan iyilik ümidi ve kötülük korkusu dolayısıyla aklın gereğini benimser…

• Kendisinden fazlasıyla iyilik gördüğün kimseye fenalık etmen insanlık değildir…

• Kurdun kafasını halkın koyunlarını paraladıktan sonra değil önce kesmek gerekir…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER