Bir düşünelim kabaca Irak’ın yüzde altmışı Şia Arap, yüzde yirmisi Sünni Arap, yüzde yirmisi Kürtlerden oluşuyor, birde Türkmen, Asuri gibi azınlıkları vardır. ABD 2003 yılında Irak’ın işgalinden sonra aslında onlara dört dörtlük bir federatif anayasa yaptı, fakat gel gelelim uygulamaya gelince, özellikle Şia Araplar Sünnilere karşı öç almaya giriştiler.
Bağdat gibi Sünni Arapların yurdu olan bir şehrin demografisini Şia Araplar lehine değiştirmeye kalkıyorlar, Irak’ın en büyük huzursuzluk kaynağında biride budur.
Bağdat gibi yüz yıllarca Abasi halifeliğine başkentlik yapan, dünyada hatırı sayılır bir kültür mirasına sahip tarihi bir şehir, hiçbir zaman hak ettiği huzuru bulamadı. Kerkük gibi dünyanın en zengin petrol yataklarına sahip olan bir şehrin sakinleri sefalet içinde yaşıyorlar, bir düşünün evin önünde koca bir nehir geçer ama sen yıkanacak ve içecek bir su bulamıyorsun, aha Kerkük halkı bunu yaşıyor, bu halk siyasetçilerine isyan etmeyip ne yapsın.
Eğer İslam ülkeleri huzur içinde yaşamak ve refaha ulaşmak istiyorlarsa, aramıza konulan bu sınırları işlevsiz bırakacak istiyorlarsa, yeniden külahı önlerine koyup düşünmeleri gerekir, ve de siyasetçilerimiz şunu iyi bilmeliler, güçlü olmak çok toprağa sahip olmak değildir, Almanya bunun en çarpıcı örneğidir, zira Almanya dünyada toprak sıralamasında yetmişinci sıradadır, ama ihracat ve zenginlik bakımında dünyada üçüncü sırada yer alır.
Sonuç olarak bu tespiti yapalım, Avrupa Birliği Avrupalılar için her şeydir, her sorunlarını çözer. Ama Arap Birliği Araplara, İslam birliği Müslümanlara hiçbir şey değildir, hiçbir sorunu çözme mercileri olamadılar.
YORUMLAR