Batman ortamında yaşamak demek, yaz aylarında sıcaklığın son sınırına kadar hararet ve kavrulmayı kabullenmek anlamı taşır.
Çünkü ülkemizin güney sahil ve kara şeridi itibariyle belli enlem derecelerine sahip olan iller, nem ve sıcaklık dereceleriyle başı belada olan yerleşkelerden ibaret. İlimiz de gerek enlem konumuyla ekvatora olan yakınlığı gerekse iklim tipi olarak karasal/çöl iklim özelliklerinin etkisini gösterdiği bir hava tipine sahip.
Bu sene biraz geç olsa da Mayıs ayında başlayan ve Ekim ayına kadar süren kavurucu sıcaklık ve yoğun hararete yol açan bunaltıcı hava olayları 3-5 aylık periyotta bu coğrafyada yaşayan insanlara ağır yükler yüklemekte.
Sıcaklık, hararet, yağış yetersizliği, kirli hava ve son zamanlarda barajların da etkisiyle bariz şekilde artan nem olayı yaşam koşullarını zorlayan etkiler yaratıyor.
Coğrafyamızın bir kaderi olarak kabullenme kaçınılmaz son. Zaten bu coğrafya insanı olarak bizler bu koşullarda yaşamayı seçen canlılar olmanın adaylarıyız. Garip olan iklim tipimizin yazın en sıcak koşulları yaşatırken kış aylarında soğuk adına yine aşırı sınırları yaşamaya devam ediyor olmamız.
Nedeni de tabi ki yağış yetersizliği!
Özellikle kavurucu yaz aylarının sıcaklık ortamlarında insan için hayati önem taşıyan bir yaşam kaynağı var. “SU” gibi temel yaşam kaynağına duyulan ihtiyaç 4-5 aylık yaz aylarının öncesi ve sonrası için insanımızın temel değeri olmanın ötesinde derin anlamlar kazanıyor.
İnsan gibi tüm diğer canlıların yaşamını sürdürmesinde en önemli hayati unsur haliyle “Su” olmakta!
İnsan beyninin % 75’ i su olduğundan eksikliği hayati problemler doğuran potansiyel bir gerçekliğe sahip. Ayrıca kanın % 92, kemiklerin % 22, kasların % 75’ i sudur.
İnsanın yaşamını sağlayan ana merkezler ve iskelet yapısının ana bileşeni su olmakla birlikte tüketilmeme durumunda insan vücudu ve bedeninde meydana gelebilecek tahribatları hesaplamak lazım.
İşin kötü tarafı, bilimsel verilere göre insan vücudunun su depolayamaz olması.
Yani bedene su alınması ve vücuda yayılması ile kısa sürede tüketilmesi, yani vücuttan atılması (ter, idrar ve dışkı, nefes alış-verişi) sürekli devam eden bir işleyiş mekanizmasıdır.
Takviye yapılması ve günlük insan organizmasının alması gereken su miktarının bedene yüklenmesi gerekiyor.
YORUMLAR