İYİMSER TAVIR YA DA KÖTÜMSERLİK (2)

Hayatı kendi halinde yaşamaya çalışanlar için yolculuk esnasında nereye gidildiği önemli değildir. Ancak hedef gözetenler, amaç edinenler, varacağı durakta kendisini bekleyen tüm güzelliklere ulaşma gayesi güdenler kendi yollarını çizmenin liyakat ve yeterliliği ile hayattan zevk almayı başarırlar.

Bunu temelinde iyimserlik yatar.

Kötümserlik insanı yolda bırakır. Ulaşılmak istenen son durağa varma konusunda kötülüğü benimseme anlayışı uçurumlardan aşağılara düşmeyi sağlar. Yolu bilmek, ulaşım olanaklarını kullanarak rotadan çıkmamak, uçurumlara ya da yoldan çıkmaya sebep olacak engellerden sıyrılmak gibi seçenek imkânları sayesinde insan hayatında mutluluk ve başarılar yer edinmeye başlar.

Yolunu bilen, güç sahibi olan ve bilgi gücünü benimseyenler olaylara, insanlara, yaşam fırsatlarına ve var olma bilincine olumlu tarafından ve iyi bakış açısıyla bakmayı becerir.

Zira olaylardan, insanlardan ve durumlardan mümkün olan en iyi sonuç alma bilinci iyimserlik ilkesini özümseyenlerin ana ilkesidir. Sorunlar karşısında çözüm arayan, olaylar ve durumlar karşısında bocalamayan, kendisini ve sorumlu olduğu her şeyi kontrol altında tutabilen, değişim ve gelişimi özümseyen, düşüncelerini kötümserlikten arındıran insanlar güçlerini ve kişisel donanımlarını geliştirme başarısı gösteren karakterlerdir.

İyimserlik düşüncesi umut merkezli hareket eder.

Kötümserlik umutsuzluk ve olumsuzluk ekseninde ilerleme gösterir.

Çünkü sadece karanlık ve umutsuzluk, sadece yokluk ve huzursuzluk, sadece öfke/nefret ve çatışma yoktur. Her şeyin bir olumsuz tarafı olduğu kadar olumlu tarafının da hayatın bir parçası olduğu düşünülürse, geleceği ve toplumsal dinamikleri inşa etmenin zor olmadığı görülebilecektir.

Geçmişin kötü zamanlarını, yaşanan sıkıntılı olaylarını ve zihinlere olumsuz izler bırakmış tüm etkenleri geleceğe taşıma hatasından uzak durmayı seçmek gerekiyor. Geçmiş problemler gibi günümüz dünyasının yaşanan olumsuz tüm koşullarını da umut ve iyimserlik üzerine kurgulamanın çabaları gösterilmeli.

Yaşama bağlanmak sadece üzüntü ve mutsuzluk içeren zamanları hatırlamakla olmaz. Kötü ve kötümser tarafı kadar olumlu ve iyimser yönlerini de hayatımızın bir parçası haline getirmenin gayretleri istenen sonuçları doğurur.

Tüm çaba ve gayretlere rağmen kötülüğü ve kötümserliği gaye edinen tipleri ortadan kaldırmak mümkün olmamakta. Ama irade ve akıl potansiyeline sahip insan için seçenekler arasında iyimserlikten yana girişimlerde bulunma alternatifi bir kenarda durmakta.