Dalgınlık ve dikkatsizlik başımıza çok iş açıyor. Özellikle yanılmak ve ihmal etmenin getirdiği sıkıntılar yüzünden günlük hayatımızda çatışmalar ve riskler

Hangi Huy veya Karaktere sahip olduğumuz kimseyi ilgilendirmiyor! Değişik kişilik özellikleri taşıyan insandan sadece olumlu yönde davranışlar göstermesi beklenemez. Her

  Yaşam enerjisinin düşmesi ve hayattaki beklentilerin tükendiğini hissetmek yaşanılan olumsuzlukları kabul etmek anlamına gelir. Stres sebebiyle bağışıklığın düşmesi, yorgunluk,

    Mizaç ve kişilik özellikleri gibi ahlak ilkeleri de insan yaşamını şekillendiren etkilerle sosyal hayatın devamında katkılar sunar. Çünkü

Kendimize özgü bir şahsiyet ve kişilik sahibi olduğumuzun bilincindeyiz. Kendimizi karakter olarak diğer bireylerden ayrı hissederiz. Farklılık sadece bedensel özellikler

En büyük silahımız bu… Kin duyulacak veya nefret edilecek çok şey var. Yeter ki istenmeyen veya beklentilere karşılık vermeyen herhangi

    2000’ li yıllar sonrası gelişen dünya koşulları ve teknolojik yapılanmanın önümüze serdiği faydalar ile tüm sektörlerde farklı bir

Araç sahipleri umursamadan trafikte yokmuşuz gibi davranıyorlar. Kavurucu sıcak hava ve dondurucu soğuk havada motor üzerinde iş yapmak zor oluyor.

  Sevgi sadece aşk-zevk manasında cinsel obje-nesnelere indirgenecek bir kavram değil. Sevmek, ilahi ve insani yönleri ile var olana ve

Evrenin birçok dili var. Kendini insana sunan ve insan hayatına müsait ortamlar yakalama adına fırsatlar veren evrenin kendini ifade etmeye

Akıl sağlığının bozulmasıyla meydana gelen psikolojik hastalıklar da insan sağlığı açısından ayrı bir problem alanıdır. Depresyon veya yaşanan stres bozuklukları,

  Ailesi veya yakın çevresine yabancılaşma adına sosyal iletişimden kopmalar yaşaması, eğitimiyle ilgili gelişim süreçlerinde tembellik göstermesi, meslek edinme veya

Sabır kavramı olaylar, durumlar ve yaşantılar karşısında var olan veya olabileceklere dayanabilme, sinir sistemini kontrol edebilme, duyguları ve düşünceleri denetleyerek

  Zira yaşamın hiç umulmadık ve hesap edilmeyen sürprizleri ve beklenmeyen olayları karşımıza çıkma fırsatını kovalıyor. Beklenti ve istek duymanın

Yaşam alanlarında uyumlu olmak zor! Bir arada hayatını sürdürme zorunluluğu olan insan için topluluk yaşamına adapte olmak kolay olmayandır. Toplu

Yaşamımızda kırılganlık ve yorgunluk duyduğumuz; Zihinsel ve bedensel yoğunluğun neden olduğu dönemler vardır. Uykuya, beslenmeye, bedeni dinlendirmeye, zihnimizi ve psikolojik

  Erdem kavramının tarihin tüm dönemlerinde düşünürler ve filozoflar için olduğu kadar yönetim erkini elinde tutan siyasiler için de sık

Herkesin istediği ve olmasını arzuladığı bütünlük karşımıza iyi olanı çıkarırken; Kaçınılan ve uzak durulmaya zarar verdiğinden dolayı çalışılan genel eylemler

    Marmara Bölgesinden (özellikle ülkenin kalbi durumunda olan İstanbul’ dan) başlayarak Karadeniz Bölgesinin altından ve İç Anadolu Bölgesinin üzerinden

Kalbimiz kırıldı veya içimiz yandı demek basit kalıyor. Tabiri caiz ise “Ruhumuz incindi” demek istiyoruz. Çünkü derin bir etki ve

Bilgi eksikliğinin getirdiği cehalet ya da cahillik durumu meydana gelecek gaflet halinin oluşumunu tetikleyen unsurlar durumundadır. Pişmanlık duymaya yol açan

Özellikle yanılmak ve ihmal etmenin getirdiği sıkıntılar yüzünden günlük hayatımızda çatışmalar ve riskler yaşıyoruz.  Çünkü hata yapma hakkını sınırsızca kullanmaya

  Ortaya çıkan tablo mutsuzluk, huzursuzluk, yaşamdan zevk almama, karamsarlık,yozlaşma ve içine kapanmanın sebep olduğu umutsuzluk olmakta. Daha da kötüsü

  Toplumsal hayat ve sosyal birliktelik gibi yapısal bir dünyanın akıl/irade üzerine kurulu zaman sürecinde dayanışma ve bütünleşme zorunluluğu duyan