Her istediğimiz olmuyor. Beklentilerimiz ile karşılaştıklarımız arasında uçurumlar var. İhtiyaçlarımız söz konusu olduğunda elde etmek için sınır tanımıyoruz. Önemli olan

Sahiplenmek aile bireylerinin, yakınların ve tanıdıkların korunması manasında gözetilmesi, yardımlarda bulunulması, kader birliği yapılması, sadece maddi konularda destek olma dışında

Mecburiyetlerimiz var. Zorunluluklar yerine göre özgür davranmamıza engel oluyor. Sorumluluklarımız, sosyal yaşantımızda rahat hareket etmemize imkân vermeyebiliyor. Özellikle sahip olduğumuz

Ödünç verilen paralar kat kat fazlasıyla geri alınacağı zaman ortaya çıkan çatışmalar, kavgalar, ölümler, intiharlar ve yıkılan yuvaların sebep olduğu

Paranın lazım olmadığı zaman var mı? Her şeyimiz, yani hayatımız, günlük alışkanlıklarımız, ihtiyaçlarımız, kaldığımız evler, kullandığımız arabalar, içtiğimiz su, aldığımız

Ortaya çıkan sıkıntılar yerini değerli metallere, yani gümüş ve altına bırakmaya başladı. Ancak maliyetlerin artması, yani altın ve gümüş gibi

Satın aldığı şeyler sadece maddi nesneler, eşyalar, mallar, hizmetler değil artık… Duyguları, düşünceleri, emekleri, beyinleri, zihinleri, sadakati, bedenleri hatta sosyal

Lider misyonu ya da ülke yönetimlerinde bulunma pozisyonu hiçbir hak ve hukuk doğurmaz. Kendi ülkesini ya da başka ülkeleri-ülke insanlarını

Tabi ki savaşa HAYIR… Tabi ki ölüm-yıkıma HAYIR… İşgal mantığıyla “Sömürge” elde etmek için tabi ki silahlanmaya ve saldırıya HAYIR…

Karakter kişinin kendine özgü olan ve onu başkalarından ayıran yönler olarak davranışları belirleyen ana göstergedir. Kişiyi başkalarından ayırt eden özelliklerin

İnsan nasıl düşünüyorsa öyle davranıyor. İnsan davranışlarının temelinde kişinin iç dünyası yatar. İç dünyasının duygu, düşünce, dürtü, uyarım ve hisleri

İnsanlar, ulaşım araçları, yollar, ülkelerin ticaret merkezleri, limanlar, havaalanları, kargolar, üretim alanları ve fabrikalar gibi milyarlarca insanın parçası olduğu devasa-evrensel

Bitti! Eskisi gibi sınırsız harcamalar ve tüketimde bulunmalar sona erdi. Artık harcamada bulunurken duraksadığımız ve hesaplarda bulunduğumuz dönemlere geldik. Lüks

Kötü niyetlerden vaz geçmek, nifak ve aykırılık yaratan eylemlerden kaçınmak ilke edinilmelidir. Kişinin gerçek sorumluluklarını ve var olma nedenini unutmak

Doğru yol nedir? Doğru yola girmek, doğru yolu göstermek ne anlama gelir? Doğru olmak veya iyi olanı yaşamak ne demektir?

  Nedir lanet edilmek veya lanetlenmek eylemleri? Toplumsal düzeni ve dayanışmayı bozucu eylemlerde bulunmak, insanlar arası güven ortamını ve huzur

İstenmeyen biri olmak insanın içini yakar. Kovulmak ve uzak durulan biri olmayı hissetmek daha çok inciticidir. Dışlanmak, birilerinin nazarında kötü

İnsanı, grupları, kitleleri, toplumları dışlamaya veya küçük görmeye yönelik her türlü düşünsel alt yapı tarihte yer edinemediği gibi insanlar arası

Küçümseme ve kibir yüklü davranışların en seviyesiz hali aşağılama oluyor. İnsanı kötüleme, varlığını değersizleştirme, sözler ve eylemlerle küçümseyerek yok saymaya

Ana gündemi takip etmek amacıyla ekran başına oturmak bazen pişmanlık bazen de bıkkınlık yaratıyor. Ölüm ve cinayetler, kavga ve saldırılar,

Kıskançlık insanların kişiliğine yönelik olabileceği gibi ailesine, çevresine, mesleğine, akrabalarına, geçmişine, sahip olduğu mal varlığına ve yeteneklerine-kabiliyetine yönelik de olabilir.

Paylaşılamayan ne var? Olmadığı için başkasında olanı kötülemenin yeri yok. Eksiklerimiz olacak tabi ki! Sahip olamadığımız mal-mülk, para, servet, makam-mevkiler

Trafikte yaşanan kazaların temelinde insan faktöründen doğan hatalar yüksek bir oranasahip. Yaşanan suç unsurları ve sebep olunan vakaların ardında yine

  Hak edilen ceza mı, insan iradesi dışında büyük zarar ve sıkıntılar yaratan olaylar mı? İçinden çıkılması güç ve sakıncalı