Bu Ruşma . Mahallenin kabadayı kedisi, nam-ı diğer kara bela. Ayvalık’a geldiğimizin üçüncü gününde evdeki üç kediyi de dövdü, birini

Köpüklü, beyaz soğuk kar suları yarlardan akar, kendilerine doğal arklar oluşturur,bahçelere, tarlalara akardı. Bu mevsimde dağlar bin bir çiçeğin, bitkinin,

Halepçe Sorgusuz sualsiz tarihin sayfalarına itildi. Göstermelik bir mahkeme ile Dikta Saddam sadece öylesine yargılandı; asıl sebep Kürtlere olan katliamdan

Dağ eteklerinde eteğinde bir yonca tarlası vardı. Tarla çeperinin yanı başındaki dut ağacından bir kuş havalandı. Karnı süt beyazı, kanatları

Sistemin dayattığı çaresizlik bir yana… Bir de insanların bu denli birbirine bencil duruma düşmeleri cidden ürkütücü… Bir çok şeyin insani

Bir  şehrin ilk değişim sinyalleri okuyan bireylerle oluşur. Sorgulayan toplum ahlak ve insanı ilişkileri bakımında daha bir sağlıklı olur. İşte

“Yaşamda ne kadar insan ruhuna dokunursa o kadar yüreklerde yer edinirsin”                   Tabiatta var olan birçok bitki insan tabiatın

Tenceresi kaynamayan evde huzur olmaz. O huzursuzluk yaşamın tüm alanlara yansır spot               Yaşamın koşulları gittikçe zorlaşıyor. Elektrik faturaları,

Hepimiz birbirimizden sorumluyuz. Bu yaşam ve şehir bizim.             Günlük yaşam içinde insanların yaşama katılımı yetiştiği o kültürün  birikimiyle

                Geçenlerde kitap reyonunda gördüğüm “Ben Malala” kitabı ilgimi çekti. Kim bu Malala?