Açlık duyulmadıkça hiçbir şeyin değeri anlaşılmıyor! Bir şeyin anlam kazanması, değerli olması ve önem verecek seviyeye gelmesi için o şeye

Kimine göre hayatın kendisi kumar! Kaybetmek, insan doğasının ve yaşam sürecinin doğal bir olayı… “Kazanmak” ve “Kaybetmek” insan için olağan

Olaylara tümüyle akılcı veya tümüyle duygusal bakmamalı. Sadece akılcı davranmak ve mantık arayarak olayları-insanları değerlendirmek çatışma yaratabilir. Sadece duygusal yaklaşım

En büyük silahımız bu… Kin duyulacak veya nefret edilecek çok şey var. Yeter ki istenmeyen veya beklentilere karşılık vermeyen herhangi

Açlık bitmiyor… Daha fazlasını edinme, daha fazlasına sahip olma, hırs ve kibir ile sınırsız olanı çiğneme amacı, insan psikolojisinin ihtiyaçlar

Duanın sihri ve hikmeti vardır ya… Beklentileri dile getirmek, talepte bulunmak, istemek ve olması için yakarışlarda bulunmak tek yoldur. Anlamayanlar

19 Temmuz 2010 tarihinden itibaren yerel basının önemli bir parçası olma amacıyla hareket ederek, habercilik sorumluluğunu yürütmeye çalışan gazetemiz PUSULA

Farkında olduğumuz veya olmadığımız öylesine ahit ve anlaşma konularımız var ki… Örneğin içinde yaşadığımız aile bireyleri ile yapılan gizli ahitleşme

Sözümüz cinsiyetler arası kadın-erkek ilişkilerinde, özellikle evlilik dönemlerinde eşlerin birbirlerini başkalarıyla kandırma çabalarına yönelik değinimler değil. Ama dolaylı da olsa

Hayatın kendisi ibadettir… Semavi dinler açısından da bakılsa, beşeri inançlar açısından de değerlendirilse, sonuç değişmiyor. Yaşam ve evren sistematiğinin hazırlanmış,

İnsan dert yüklüdür. Her zaman bir beklenti vardır insandan yana! Yapılması gerekenler ile sorumlulukları yüklenen omuzlar bazen kaldıramaz o ağırlığı.

Biriktirmenin sınırı yok! Çünkü fıtratımız ile çelişiyoruz. İhtiyaç kadarını elde etmekten çok sınırsız sahiplenme adına biriktirme ve kullanamayacağımız kadarını yığma

Hani bir heykel var! Adalet ve Hukuk kavramlarının simgeleşmiş halini ifade eden motiflerden oluşan ve bir elinde “Terazi” diğerinde de

Gerçek yüzler saklanıyor. Birçok kişi yüzüne taktığı maskenin ardında, gerçek kişiliği ve karakterini saklayarak çirkinliğini gösterecek ve kötülük zehrini akıtacak

İyilikleri fark etmek ve iyilikte bulunana minnettarlık duymak anlamıyla “Şükür” kavramı, kimden gelirse gelsin, sahip olunanlara veya insana sağlananlara karşılık

Acımak ile üzülmek arasında bocalayan bir duygu seli içerisindeyiz. Evlilik öylesine zorlaştı ki, zamanın gençlerini takip etmek duyguları zorlayan ve

Bakmayın tüm suçun “Eğitim” kavramına atıldığına! İki ayrı yapı ve iki önemli ayrı boyut var insanın değişim ve gelişiminde. İnsanın

Asıl Kıyamet insanın kendi içinde yaşanır. Başı ile sonu belli olan, var olmak ile yok olmak sınırları arasında bir yaşama

Sıradan hale gelmek! Olağan hale dönüşmek ve söz olsun diye yapmak! Yaşanan süreçte hayatımızın birçok alanında monotonlaşan ve aslında hiçbir

Var olmak… Özellikle kendi potansiyelini kullanma gücüne sahip insan için “Var Olmak” başlı başına bir kudrettir. Çünkü insan donatılmıştır. Donatıldığı

Öylesine hızlı bir teknolojik gelişim süreci yaşıyoruz ki, kullanmak bir yana takip etmekte zorluk yaşıyoruz. Teknolojik araçlar hayatımızın ayrılmaz parçası

Konumuz psikoloji biliminin incelediği ve psikiyatri branşının uğraştığı Akıl Hastalıkları değil! Ama dolaylı da olsa değinilecek noktaları var. “Akıllı olup

Kötü hasletler (doğuştan itibaren sahip olunan kişilik özelliklerinin tümü) vardır, insanı erdemsiz yapan ve ahlaki değerleri bozucu etki yaratan! İftira,

Anlaşılmaz olan insanın kendisidir! Yapılan veya araştırılan tüm konuların özü olan insan, hala anlaşılmazlar denkleminde belirsizliklerle dolu olarak yaşam alanında