Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Ahmet İnanır konu hakkında önemli bilgiler verdi.    Birçok kişinin problemleri arasında bel ve kas ağrıları

Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Şeyda Atabay konu hakkında bilgiler verdi. Yanan gözler, kırmızıya dönebilen veya dönmeyen ve gözyaşı olan

Güneş tepemizde bizi kızdırmaya yemin etmiş gibi tüm ısısını yayıyordu günahkar bedenlerimize, çok cömert davranıyordu tenimizi okşarken. Şahit ise yalnızca

Üç defa çaldığı avukat bürosunun kapı eşiğinde duruyordu Gülten. Başında kırmızı yazması yüzünde yılların yaşanmışlığıyla beraber. Bir süre izledim onu,

Gündüz sıcaklığı değil, sabahın üzerime layık gördüğü içimi bayan ışığı, gözlerimi aralamamı sağlayan. Kuş cıvıltıları çanak tutarken tüm bunlara sokaktan

Yollardaki teker izlerini takip eden çocukların oyununda en arkadayım. Seri adımlarla ilerliyorum. Ah nerede o eski çocukluğumuz; dedirten cümlenin esiri

Lisanımı mı unuttum, gözlerim mi kör? Cezalandırıyor mu beni, Beni benle sınayan? Yoksa oturduğum sandalye mi kırık? Deprem zelzelesine tutuşmuş

Kiraz yiyen genç kızların dudaklarından imgeleyen liseli erkeklerin öpücükleriyle başlar bu dava. Masa altından dökülen aşk mektuplarıyla can bulur tenleri.

  Kış’ın puslu havasını solarken,sigaramın gri dumanını kurban ediyorum sokak lambalarına ve Gökyüzünü kıskandıracak bir renge dönüşüyor Zifiri. Eflatun birazda

Gece ve gündüzün birleştiği,tan çizgisinin yıldızları yuttuğu,güneşin yüzüme güldüğü o yerde açıyorum gözlerimi usul,usul. Kuşların şarkılarını söylemeye başladığı o anda

Gecenin ışıkları, şehrin seslerine eşlik eden bir çift göz ve her şeyi sorguya çeken bir avuç bilinç. Dolular çoktan taştı,boşlar

  Tanrı yoğurdu hamurumu ve uzvumu ince, ince işleyip yüzüme bir ruh üfledi. Bir film izletti sonra, beğenip beğenmediğimi sordu.Beğendiğimi

Avuçlarında kocaman bir yürek. Dokunsan koparacak dizginlerini. Zaman denilen serüvenin içerisinde oradan,oraya  savrulan. Sahi;bu kavrama ne sığdırabilirdi insan? İnsan kimdi,

  Bir toz bulutu dolanıyor kafamın içinde, bense müşfik bakışlarla izliyorum seni. Aydınlığa bir çıkayım, bir çıkayım aydınlığa sevgi yağmurları

Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde Tanrının dünyaya düşürdüğü bir elma varmış. Bu elma yeryüzüne şiddetle

Doğan güneşe mi adadın sen adaklarını Aldandın mı rengine? Gece ırzına geçmeden aslında güzeldir her şey Sahiden inandın mı sen

Gözlerime bir ömür gibi gelen yollar yüreğime bir çırpıda içilen su misali. Ömrümden geçiyor yürüdüğüm gittiğim tüm yollar. Bitiyor. Bir

İnsan doğduğunda İslam fıtratı üzerine doğar ve anne, babası onu her bakımdan yönlendirir. İnsan en güzel suretle yaratılmıştır. Onu şekillendirmek

Bu yazıyı kaleme alırken, annesi hayatta olmayan ve gerçek bir anne merhametiyle karşılaşmayan tüm okuyucularımızdan af diliyorum. Yazıp yazmamak arasında

Yeniden gelen kış sade benim penceremden gülümsüyor. Karla karışık biraz zifiri, biraz duman. Hayatın sürüklediği tanımadığım bir evde, bana gülümseyen

“Nerede ah o eski bayramlar” dedirten bir bayram haftasını geride bıraktık Şöyle bir gözlemliyorum da mahalle aralarında yok artık pasta

Acı içinde kıvranan bedenim, yaşamı atıyor üzerinden, yolunu kaybeden bir çocuk gibi ağlıyor her köşede. Düşündükçe odun taşıyorum ateşime, harlasan

Aklımın yetersiz olduğu zamanlardayım. Titrek sesim, kifayesini yitirdi çoktan. Yıllardır sulh’unu yapamadığım hayatımla, yaşamın arasındaki arafta sıkışıp kaldım. Benimle olan

Toprak baharı istiyordu, karnımdaki Teknelerinle sen, dünyayı. Gelmekte ısrarcıydın, tutamadım içimde, Ellerinden tutmayı arzuladım ve geldin. Doğuştan kınalı parmakların, Kaçırdığın