Dünyada ister semavi olsun ister beşeri olsun bütün dinlerde mezhepler, tarikatlar, alt kümeler mevcuttur, bazen olumlu bazen olumsuz olmuşlar, ama hepsi de birer gerçektir.
Yanı başımızdaki Avrupa da, Ortaçağa kadar bu mezhepler, başındaki papaz ve rahipler hep halkın toplumun yaşamlarında etkili olmuşlar, hatta bir çok yerde barışa ve savaşa bunlar karar vermiş. Biliriz İslam’dan önce Mekkelilerin her biri görevleri ayrı olan bir çok putları vardı, mesela Kervan yola çıkacak, yolu aydınlatan yola yön veren Putun huzuruna gider o gün ki şartlar ve inancı ile rızası alınırdı, yaptıkları yöntem ters olursa Put izin vermedi o seyahat bir süre ertelenir. İşte Avrupa da her şey kiliseye sorulur, kilise istediğini dinden çıkarır istediğini dine alır. Daha önceki yazılarımda ABD’deki Mormonları konu etmiştim, onlar bugün ABD de milyonlarca var, kendilerine ait bankaları, Zincir marketleri, Oteller gibi bir çok işyerleri var, onlar hiç bir zaman siyasilerin yanında yer almazlar, onlardan mevki makam para beklemezler. Bizdekilerin durumu çok farklıdır, bugün tüm bu Cemaatlerin üst kesim üyesi bir eli yağda bir eli bağda misali lüks içinde yaşarlar, daima İktidarın yanında yer alırlar, yandaşların sayıları milyonları aştığı için, oy deposudurlar, İktidar neden bunlardan faydalanmasın, ama sonunda olan dürüst topluma, Ne eziyetlerle halkça kabul edilen İslam inancına oluyor. Bugün merkezi Katarda bulunan, İslam Ulamalar birliği, geçenlerde ölen, verdiği çelişkili fetvalarla hep gündemde olan, Mısırlı Kardavinin yerine, Irak Kürdistan’ın dan Ali Karadağ’ının seçildiği bu kurum, bugüne kadar Müslüman halklarının hangi sorununa, bırakın çözmesi aracı olmuş mu dur?.