Fizyoterapist Mehmet Şerif Bilben, Ramazan ayında fizik tedavi süreci hakkında  önemli açıklamalarda bulunarak, tedavinin orucu etkilemediğinden tamamen durdurulması yerine, kişiye uygun tempoda ve hareket düzeninde devam ettirilmesinin daha sağlıklı olacağını kaydetti.

Bilben, Ramazan ayında fizik tedavi sürecinin, oruç nedeniyle bazı zorluklarla karşılaşılsa da tamamen bırakılmaması gereken bir süreç olduğunu belirtti. Ayrıca hastaların iftar ve sahurda dengeli beslenmesi, aşırı yemek yemekten kaçınması ve düzenli egzersiz yapması, fizik tedavinin verimli bir şekilde devam etmesi için önem arz ettiğini aktardı.

Ramazandan önce tedaviyi erteleyenlerin olduğunu ifade eden Bilben, “Ramazanda fizik tedavi süreci tabii ki diğer zamanlara nazaran daha az yoğun şekilde geçiyor. Bunun nedeni de enerji. Biz, fizik tedaviyi hem gelen hasta üzerinden hem de fizyoterapist üzerinden değerlendirdiğimizde kişi enerji olarak yoruluyor. Çok keyif veren bir tedavi şekli yok. Bazen acılı geçiyor, bazen yorucu geçiyor. Bundan dolayı Ramazanda verim düşüyor. Çoğu hasta tedaviyi Ramazandan önce bitirmeye çalışıyor veya ertelemeyi tercih ediyor. Ancak fizik tedavi süreci Ramazan’da da devam ediyor. Oruçlu gelen hastalarda alınan verim bazen diğer aylara nazaran düşse bile, devam etmek zorunda olduğumuz hastalarda süreci sürdürüyoruz.” dedi.

“Fizik tedavide uygulanan yöntemler ve oruç üzerindeki etkileri”

Bilben, fizik tedavide uygulanan bazı yöntemlerin orucu etkilemediğini belirterek, “Fizik tedavi yöntemlerinde birçok teknik uygulanıyor. Tedaviler hem ortopedi rehabilitasyonu hem de nörolojik rehabilitasyon kapsamında gerçekleştiriliyor. Daha çok egzersiz modelleri kullanıyoruz. Bunun dışında mobilizasyonlar, manuel uygulamalar yapıyoruz. Bunlar orucu etkileyecek durumlar değil. Ekstra yaptığımız uygulamalar arasında hacamat, kupa terapisi gibi yöntemler de var. Bunlar da orucu bozmuyor. Aynı şekilde akupunktur (kuru iğneleme) uygulaması da yapılmaktadır. Bu yöntemde herhangi bir sıvı enjekte edilmediği veya ilaç kullanılmadığı için orucu etkilemiyor.” şeklinde aktardı.

“İftar sonrası egzersiz yapılmadığında kişiler daha çok halsizlik hissi oluşuyor”

Bilben, oruç tutan bireylerin sağlıklı bir fizik tedavi süreci geçirmesi için beslenme ve egzersiz düzenine dikkat etmeleri gerektiğini kaydederek, “İftarı açma hususunda Peygamber Efendimiz Aleyhisselam’ın hurmayla başlama sünneti var. Bunun nedeni, insülin direncini etkilediğinden daha çabuk tokluk hissi yaratmasıdır. Bu tokluk hissi sayesinde aşırı yemenin önüne geçilir. Bunun dışında çok yememek gerekiyor. Bir anda aşırı yüklenme yapmamak lazım. Olabildiğince tam doymadan kalkmak en sağlıklısıdır. İftardan sonra çok fazla tatlı tüketmemek gerekiyor. Yemekten birkaç saat sonra düz bir yolda en az yarım saat yürüyüş yapmak faydalıdır. Mutlaka egzersiz yapılmalı ki kişi daha dinç bir şekilde hayatına devam edebilsin. İftar sonrası egzersiz yapılmadığında kişiler daha çok halsizlik hissediyor, metabolizma yavaşlıyor ve gün boyunca hareketsiz kalmaya daha yatkın hale geliyor. Sürekli aynı pozisyonda kalmak, boyun, bel ve eklem ağrılarına neden olabiliyor. Özellikle hareketsizlik nedeniyle fıtık ameliyatı geçiren hastalarımız bile var.” ifadelerini belirtti.

Kaynak: İLKHA HABER AJANSI