Peygamber Efendimizin evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden azad olunan ay olarak nitelendirdiği Ramazan ayına girmiş bulunmaktayız.
Diriliş bir hatırlatışla başlayacaktır.der Sezai KARAKOÇ
Belki bu Ramazan bize:
Kaybettiğimiz merhamet duygularımızı,
Yitirdiğimiz insanlığımızı,
Unuttuğumuz muhtacın ve mazlumun elinden tutmayı bir nebzede olsa hatırlatır.
Bizi kendimize getirip özümüze döndürür.
Aklımızı,kalbimizi ve ruhumuzu İslam’la yeniden diriltir.
Malik olan sen değilsin, muktedir olan sen değilsin, deyip acizliğimizi ve zayıflığımızı bize hatırlatır.
Aklımıza maddeyi değil manayı gör der. Senin tuttuğun oruç sadece aç kalmaktan ibaret değil. Bu açlık dünyadaki tüm fakir ve açlık çeken kişilerle hemhal olman içindir. Açlığa sabrı, anlaman içindir.
Kalbimizde yeryüzündeki tüm canlılara karşı sevgiyi diriltir. Tüm canlılara karşı iyilik yapmaya sevkeder bizi. Manevi yaralarımıza merhem olur.
Ruhumuza İslam’ı işler ve Rabbimizi hatırlatır. ‘’Seni cömert olan Rabbine karşı aldatan nedir’’? İlahi fermanını bize hatırlatıp bizi hatalarımızı düşünmeye sevkeder.
Ramazan Sahuru ile yıl boyunca zamanımızın çoğunu ayırdığımız telefonlar ve işlerimiz yerine ihmal ettiğimiz, ilgilenemediğimiz ailemizle muhabbet etmeyi,onlara ilgi göstermeyi hatırlatır.
Gündüzleriyle bize uyumayı değil içinde olduğumuz gaflet uykusundan uyanmayı hatırlatır.
Uyan der artık sen bu dünyada başıboş değilsin
Uyan sen bu dünyada amaçsız değilsin
Uyan her şeyin bir hesabı var, ödeyeceksin
Uyan seni bekleyen bir ölüm var, öleceksin,
İftar yemekleriyle unuttuğumuz akrabalarımızı, arkadaşlarımızı, komşularımızı, tüm eş dostlarımızı bize hatırlatır. İçimizde onlara karşı sevgi ve merhamet duygularını diriltir.
Bizi teravih namazlarıyla dünyadan alıp Rabbimize yakınlaşmaya götürür. Rabbimize geçen bir yılda zaman ayırıpta anlatamadığımız her şeyi O’na karşı el açtırıp samimi bir şekilde anlattırır bize.
Bize Ramazanla,hatırlat Ya Rab.
Yitirdiklerimizi hatırlat.
Kaybettiklerimizi hatırlat.
Unuttuklarımızı, hatırlat.