Ramazan ayı, rahmetin ve bereketin bol olduğu, ruhumuzu ve bedenimizi arındıran mübarek bir zaman dilimidir.
Belki de yıl içinde bizi fabrika ayarlarımıza döndüren, maneviyatımızı güçlendiren tek aydır.
Oruç, sadece aç ve susuz kalmak değildir; sabır, hoşgörü ve dayanışma gibi insani değerleri pekiştiren büyük bir sınavdır.
Sabır ve hoşgörü, Müslümanlığın temel taşlarından biridir.
Ancak bu kavramlar, kişinin karakteriyle doğrudan bağlantılıdır.
Unutmamak gerekir ki her Müslüman, sadece kendi amelinden sorumludur.
Oruç tutan kişi, bu ibadetini Allah’a sunar. Oruç tutmayan ise yine Allah’a hesap verecektir.
Kimse kimsenin inancını sorgulayamaz, kimseye zorla ibadet ettirilemez. Müslümanlık, baskı ve zorlama dini değildir.
Ramazan ayı, yalnızca aç kalmak değil, aç kalanların hâlini anlamak, onların zorluklarını hissetmektir.
Aynı zamanda bedenin de bir dinlenme sürecidir; organlar arınır, ruh huzura kavuşur. Hükümet, bu yıl Ramazan’ı "iyilik ayı" olarak belirledi.
Bu, sadaka vermek, zekâtı yerine getirmek, ihtiyaç sahiplerine ulaşmak için büyük bir fırsat. Kişi başına düşen fitreyi de unutmamak gerek.
Bir lokma ekmeği paylaşmanın, bir yoksulun yüzünü güldürmenin hazzı hiçbir şeyle kıyaslanamaz.
Ramazan ayının en önemli unsurlarından biri hoşgörüdür. Kimseye "Neden oruç tutmuyorsun?" ya da "Ramazan’da sigara içiyorsun, yemek yiyorsun." diyerek hesap soramayız.
Her insan, kendi vicdanı ve inancıyla baş başadır. Allah, kullarının niyetlerini, sebeplerini en iyi bilendir.
Bizim görevimiz, kendi ibadetimize odaklanmak, kendi hayrımızı yapmak ve kimseyi yargılamamaktır.
Büyük İslam âlimlerinden Behlül Dânâ’nın dediği gibi: "Her koyun kendi bacağından asılır." Önemli olan, kendi imanımızı korumak ve Allah’ın bizden istediği doğrultuda yaşamaktır.
Ramazan ayı, on bir ayın sultanıdır, rahmet ve mağfiret ayıdır.
Bu mübarek ayın, tüm İslam âlemine hayırlar getirmesini dilerim.
Allah, oruçlarımızı, dualarımızı, hayırlarımızı kabul etsin. Hepimizin yar ve yardımcısı olsun.
Amin.
Hoşça kalın.