İKİ YÜZLÜLÜK ÇİFT TARAFLI KESKİN BİR KILIÇ

Kitap okumak veya sanal medyada değişik paylaşım gruplarını takip etmek insanda bir takım izlenimler oluşmasına yol açıyor. Okunan veya takip edilen yazı ve paylaşımların zihinlere takılan konuları kadar kelime ve cümleleri de olmakta.

Bazen okurken bir kelime veya bir ifade zihinlerde bir şeyler canlandırarak yorum yapılmasına neden olabiliyor. Zihinlere takılan bir anlatım veya açıklama üzerine bir şeyler yazılması ihtiyacı doğabiliyor.

İki yüzlülük ve keskin kılıç gibi farklı iki ifade bir araya gelerek insan kişiliğiyle ilgili bir eksiklik veya problemin açıklanmasında sorgulamalar yaratabilmekte. Yapılan sorgulama ortaya sıkıntılı bir durumun çıkmasına yol açarken, Sosyal İlişkiler ve Toplumsal İletişim kanallarının ne kadar hassas olduğunu da bize göstermekte.

İki yüzlülük kavramı ya da ifadesi günümüz dünyasında insan ilişkileri ve iletişiminin uzağında durması gereken bir anlatım olarak sıkıntılı bir alanı işaret etmekte. Çünkü sosyal ilişkiler ve toplumsal iletişimin üzerine kurulu olduğu güven ve diyalog ilkeleri sağlam bir temel üzerine inşa edilir.

Acı duyarak ve hakikaten içimizi acıtarak dile getirmekten bile sakındığımız bir gerçek de “Yalan” ve yanlış iletişim kanallarının birçok insan tarafından sınırsızca kullanılmasıdır.

Yalan gibi insan hayatının hiçbir alanında yer edinmemesi gereken bir kavram toplumsal hayatın tüm aşamalarında ve küçük-büyük tüm yaş gruplarında çok kullanılan bir seyir takip ediyor.

Yalan ile kişiliğin önemli bir parçası olan konuşma şekli ve hitabet arasında şayet doğrular ve gerçekler arasında bir denge kurulmuyorsa ortaya çıkan ayrıntılardan bir de ikiyüzlülük olmakta. Çünkü söylenenler ile yapılanlar ve davranışlar tutarsız olmakta.

Bu manada tecrübe dediğimiz insanların hatalarına verdiği isim olarak geçmiş yaşantıların ışığında, kişiliğin tutarlı olması ve eylem/söylem dengesi sağlanması açısından dikkat edilmesi gereken birçok detay bulunmakta.

İnsanların öncelikle kendileriyle yüzleşmesi daha sonra diğer insanlarla yüzleşerek hatalardan sakınması gerekiyor. İnsanlarla yüzleşmek zordur. Özellikle bazı insanların kendi eksiklik ve hataları konusunda uyarılmaları ters tepkiler ve yerine göre şiddete yönelen eylemler doğurmakta.

Tepkili insanların hata ve eksikliklerini dile getirmek veya önlemek her zaman ve ortamda mümkün olmasa da üstünü örtecek şekilde tepki vermeden hatalı insanları eleştirmemek, krizleri ve problemleri arttırmakta.

İnsanların çoğu ile yüzleşmek ve eleştiri/eksiklik değerlendirmesi yapmanın zorluğu bir tarafa, insanların düzeltmek amacıyla doğru olanı ortaya koyma çabaları bazen ters etki yarattığından dolayı sessizlik seçeneği ağır basabilmekte.

Bir de insanların doğru olana yönelik uyarılmaları genellikle iyi niyetli olanları haksız çıkaracak sonuçlar doğurabiliyor. Zira ikiyüzlülük gösterenlerin her zaman haklı olma ve haklı görülme psikolojisi bir kişilik özelliğine dönüşmüş durumda.

İkiyüzlü olmak iki ucu sivri bıçağın ortasında olmaktır. Herhangi bir tarafa yönelmek insanı yaralar. Hem vicdanını hem de ruhunu zedeleyebilecek ikiyüzlülük, diğer insanların tepkileri kadar kişiye olan mesafeli duruşu da artırır.

İnsan olduğu gibi yaşamalı ve olduğu gibi davranmalı. Yalansız ve saf haliyle sosyal bilincini kaybetmeme adına kişiliğini saklamasına yarayan sahte maskelere bürünmemelidir.