İnsan Hakları Derneği öncülüğünde her hafta cumartesi günleri kayıp yakınları tarafından düzenlenen “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” eylemlerinin 588. Haftasında, 1996 yılında Mardin’de kayıplara karışan İsa Efe’nin akıbeti soruldu.

Gülistan caddesi İnsan Hakları Anıtı önünde toplanan kayıp yakınları adın basın açıklamasını İHD şube yöneticisi Hüseyin Elçi okudu. Elçi açıklamasında şöyle dedi.

“Ailenin beyanına göre; İsa Efe Mardin’in Derik ilçesine bağlı Kocatepe Köyünde ikamet etmekteydi. Olay günü sabah saatlerinde Derik Üç yol Karakoluna bağlı askerler tarafından gözaltına alınıp ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılır.Aynı gün öğleden sonra Kocatepe Köyüne askeri araçlarla gelen üniformalı bir grup asker, Derik İlçe Jandarma Komutanlığı’ndan geldiklerini, vermesi gereken bir ifadesinin olduğunu, daha sonra eve geri gönderileceğini söyler. İsa Efe araca bindirip götürülür. O dönemde Cemal Vural adlı yüzbaşı bölük komutanıdır. Ailesi serbest bırakılır düşüncesiyle hiç itiraz etmez. Ancak serbest bırakılmaz ve bir daha kendisinden haber alınmaz. Yıllar sonra, Derik Cumhuriyet Savcılığına bir ihbarda bulunulur. İhbarda 1993 yılında askerlerce boşaltılan Derik İlçe merkezine 5 kilometre mesafede bulunan Tepe Bağ köyüne bağlı Çat mezrasının hemen girişinde bulunan bir noktanın mezar görünümünde olduğu belirtilir. İhbar üzerine Derik Cumhuriyet Savcılığı 04.08.2013 tarihinde kazı çalışması başlatır. Söz konusu yerde bir insana ait kemikler bütün halinde bulunur. Savcılığın kazı çalışması yapıp ceset bulduğu yer ile İsa Efe'nin kayboluşundan sonra ailenin duyumu üzerine şüphelendiği noktanın aynı olması nedeni ile çocukları DNA eşleşmesi ve faillerin bulunması için İHD Mardin Şubesi vasıtasıyla 14 Ağustos 2013 tarihinde Derik Savcılığına başvuruda bulunur. Alınan kan örnekleri ile kazıda çıkarılan kemikler Adli Tıp Kurumu’na gönderilir. Ailenin tüm çabaları sonuçsuz kalır ve 27 yıl önce gözaltına alınarak kaybedilen İsa Efe’den hiçbir haber alınamaz. Bizler hak savunucuları olarak geçmişte olduğu gibi, bugün de siyasal iktidarın kim olduğuna bakmaksızın, sorularımızı sormaya devam edeceğiz! “İnsanlığa karşı suç” işlemiş askerleri, yine aynı suçlardan sorumlu tutuğumuz askerler yargıladı. Yargının evrensel hukuktan uzak, adil ve bağımsız olmadığı bu topraklarda kendimizi nasıl güvende hissedebiliriz? Askeri mahkemelerden nasıl adalet bekleyebiliriz? Kayıplarımızın tanıkları, bir askeri mahkemede nasıl ifade verebilir ki? Bizler “insanlık suçu işleyen” tüm görevlilerin, suçlarından muaf tutulmasını teşhir etmeye devam edeceğiz. Kaybedilen insanlarımızın unutulmasına asla izin vermeyeceğiz. İnsanlarımız bir daha zulme uğramayana dek, barış, özgürlük, adalet taleplerimizi sessiz çığlıklarımızla yükselteceğiz.” Haber Merkezi