HİZMET BEKLENTİSİ

Yönetim kültürü önemli… Siyaset ve yönetim olgusu asla bir araya gelmemesi gereken, ama ne yazık ki,yüzyıllardır birlikte hareket ederek halk iradesini yönlendiren mutlak bir güç birliği oluşturmakta.

Siyasi arena ve seçim süreçleri ile ülkelerin-toplumların yönetim mekanizmaları belirlenirken, işleyiş tarzı ve yönetim aktörleri de bu sürecin figürü olarak ağırlıklarını ortaya koyan hizmetleri-faaliyetleri sergilemeye devam eder.

Asıl unsur Halk ve yönetilen toplum bireyleridir. Fakat hizmetin sunulmasında ortaya çıkan engeller-aksamalar bir noktada mağduriyetlere neden olan etkenleri canlandırdığından, dönemsel aktörler ve yönetici figürlerin değişimi de kaçınılmaz olmakta.

Yerel Yönetim ve yönetimi üstlenen örgütsel yapılar bu manada göz önünde olan, eleştiriye açık kalan, beklentilerin odağı haline dönüşen ve doğrusu hizmet kültürünün üst noktalara çıkması gereken organlar ve kişilerden oluşur.

Çünkü bu amaçla orada vardırlar.

Yerel Yönetim mekanizmalarının en göze çarpan, hizmet beklentisi yüksek olan organı da Belediye teşkilatıdır. Sahip olduğu güç ve eldeki imkânlarla ilin en geniş yetki alanına sahip organı olarak Mali ve Ekonomikdöngünün de sınır tanımadığı bir yapının yüzüdür.

1955 yılında ilk kez Belediye teşkilatı ile tanışan ve Belediye Başkanı olarak Sait RAMANLI ile karşılaşan Batman’ ın Belde özelliğine kavuştuğu görülüyor. Kısa bir kent kültürü ve donanımı olan şehrimizin insanları da geçmiş dönemlerinde görev yapan Başkanlar ve temsil ettikleri partilerin olanakları kadar hizmet ile tanışma imkânı bulunabilmiş.

Küçük bir köy halinde iken Kara Altın ile tesisleşme fırsatı bulan Batman, etrafına göç eden insan kitleleri ile birlikte şehir olmaya yönelen adımlar atmaya başlamıştır. 1955 yılında ilk Belediye Başkanı ile tanışan ilimizin yönetiminde yörenin aşiret temsilcilerinin olduğu görülüyor.

Belde ve sonrasında İlçe Belediye Başkanlığı makamını temsil eden kişilerin,zamanın kısıtlı olanakları ve bölgesel yetersizlikler nedeniyle büyük bir il olma yolculuğuna çıkan Batman’ ı, değişim ve gelişim aşamalarına katamadığı görülüyor.

Ülke yönetiminde yer alan parti ile seçimler sonrası Belediye Başkanı olma arasında paralel bir durum var. 1998 yılı itibariyle Refah Partisi adayı rahmetli Salih GÖK’ ten sonra bu gelenek son bulmuş,siyasi irade milliyetçi anlayışın tercihine dayanan bir yönetim mekanizmasını Yerel Yönetimde karşımıza dikmiştir.

Birçok isim değişikliği yaşamış olan ve yeni seçimlerle birlikte tekrar Başkanlık organını ele alan HDP ile birlikte geçmiş 21 yılda(son 3 yılda görev yapan Kayyum Yönetimi hariç) Şehirleşme, Kentleşme, modern Büyük Şehir yapısına bürünme konusunda kısır bir ortamın yaşandığını görüyoruz.

Eleştirilerle bir yere varılamayacağı bilinmekle birlikte, Belediye yönetimi gibi halk unsurunu direkt ilgilendiren yaşam alanları ve hizmet kültürü anlayışında hassas olunması gereken çok şey var. Çünkü siyasi görüş, milliyetçi anlayış, yöneticilik vasfı, kültürel ve etnik farklılıklar ile hizmet anlayışı arasında bağ kurmakla hatalı sonuçlar elde edileceğini tespit edebiliyoruz.

Hassas nokta şu: Siyasi kaygı mı? Halkın yaşam alanları ve şehrimizin donanımı konusunda halka hizmet sunmak mı?

Çünkü altyapı, ulaşım, çevre düzeni, yeşil alanlar, hava kirliliği, trafik, imar yapılaşması, yeni imar alanları, kentsel dönüşüm, temizlik, artan nüfus gibi sayılabilecek pek çok sorun alanı hizmet çatısı altında halk için yaşam alanlarına katılması gereken ayrıntılar.

Kayyum ile başlatılmaya çalışılan şehir hizmetlerinin devamı beklentilerle yüklü. Modern bir kent olmak gibi bir lüksümüz de beklentimiz de yok. Ama en azından sağlıklı, temiz, düzenli ve rahat hareket imkânı sağlayan bir ortamda kentsel değişim ve dönüşüm evrelerimizi geçirmeye çalışmak temel hakkımız…

İnsanların zihinlerinde çoğunlukla hangi partinin veya kişinin yönetim erkinde olduğu değil, yerel yönetimde yaşam kalitesini yükseltecek sorumluluğu yüklenen organların varlık kazanması yer edinmekte.