Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Gazze’deki zulme karşı Müslümanların uyanışı şart”

Gazze’deki Müslümanlara yardım edilmesi

Gazze’deki Müslümanlara yardım edilmesi ve zalimlerin önüne geçilmesi için çağrıda bulunan Siirt Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Adnan Memduhoğlu, bu katliamın vicdan sahibi herkese duyurulması ve korkusuzca haykırılması gerektiğini vurguladı.

Müslüman toplumların artık konuşmanın ötesine geçerek eyleme geçme zamanının geldiğini belirten Prof. Dr. Adnan Memduhoğlu, Gazze’deki zulmün acısını dünya kamuoyuna duyurmanın önemine dikkat çekti.

Prof. Dr. Memduhoğlu, Müslümanların bir vücudun azaları gibi olduğunu ve bu yüzden Gazze’deki zulme karşı sessiz kalınmaması gerektiğini söyledi.

Gazze’deki zulme vurgu yapan Memduhoğlu, Müslüman ülkelerin liderlerine de seslenerek Gazze’deki katliamı durdurmak için bir araya gelmeleri gerektiğini ifade etti.

“Ne yazık ki, aylar geçmesine rağmen Gazze hala bu acıyı yaşamakta ve bizler de zamanla bu duruma alışmış gibi görünüyoruz”

Gazze’de acının hala devam ettiğini ve zamanla insanların buna alıştığını ifade eden Memduhoğlu, “Hepimiz, bir ümmet olarak artık Gazze’deki acıyı dindirmek için harekete geçmeliyiz. Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem), ‘Müslümanlar bir vücudun azaları gibidir’ buyuruyor. Bir Müslümanın bir uzvu rahatsızlığından diğer Müslümanların da bundan etkilenmesi gibi Gazze’deki acıyı hepimiz hissetmeliyiz ki sorun çözülebilsin. Ne yazık ki aylar geçmesine rağmen Gazze hala bu acıyı çekiyor ve bizler alışmış durumdayız. Gazze’deki ölümleri  bir tavuğun ölümü gibi basit görmeye başladık. Oysa orada ölenler bizim evlatlarımız. Bir insanın evladı öldüğünde, onu izlemek mümkün değil. Bu evlatların kurtulması için elimizden geleni yapmalıyız.” dedi.

Müslüman toplumların yanı sıra devletlerin, cemaatlerin, sivil toplum kuruluşlarının, şirketlerin ve zenginlerin de Gazze için harekete geçmeleri gerektiğini ifade eden Memduhoğlu, güçsüzlerin zulme karşı duramayacağını ve zalimlere karşı güç kullanmanın gerekliliğini vurguladı.

“Gazze için birlik ve beraberlik şart!”

Memduhoğlu, “Bizim yapabileceklerimiz var, devletlerin yapması gerekenler var, toplulukların, cemaatlerin, sivil toplum kuruluşlarının yapmaları gerekenler var. Şirketlerin, zenginlerin de yapması gerekenler elbette mevcut. Ama herkes gücü nispetinde bir şeyler yapmalı. Bugün iki milyara yakın ümmet-i Muhammed, güç birliği yapamadığı için izzeti de elde edemiyor içinde bulundukları zillet durumunu düzeltemiyor. Ancak izzeti, birlik ve beraberlikte, Allah’ın yardımının cemaatle olduğunu bildiren Kur’an ve Peygamber Efendimizin sözlerine kulak verip o birlik için çalışmamız lazım. ‘Sizden kim bir kötülük, Allah’ın hoşuna gitmeyen bir şey görürse onu eliyle, gücüyle düzeltsin.’ Zalimlerin anladığı tek dil güçtür ve onları zulümlerinden uzaklaştırmanın tek yolu onlara güç kullanmaktır. Zalimden merhamet dilenilmez. ‘Zulmüne devam etme’ diye ricada bulunulmaz. Onlara karşı güç kullanmak gerekiyor. Elle düzeltmek demek Müslümanların başlarındaki idarecileri güç kullanmaya, güçleri birleştirerek zulme engel olmaya çalışmaktır. İşte güç kullanmak budur. Buna gücünüz yetmezse sözle yazıp çizmek, sosyal medyayı kullanmak, konuşmak; ama bu duyarlılığı, bilinci canlı tutmak önemlidir. Gazze, Kudüs, Filistin işgal edilmiş, orada bir katliam var ve bu durdurulmalı.” şeklinde konuştu.

“Konuşmak, yazmak bir yere kadar, eylemler artık icraata dönüşmeli “

Gazze’deki Müslümanlara yardım edilmesi ve zalimlerin önüne geçilmesi için bu katliamın bütün vicdan sahiplerine anlatılması ve korkmadan haykırılması gerektiğine dikkat çeken Memduhoğlu, “Bugün değil de başka ne zaman Müslümanlara el uzatacaksınız?” sorusunu yöneltti.

Memduhoğlu, “Bugün Hristiyan alemindeki sivil toplumlar uyanıyor. Müslüman ümmet onlardan çok daha uyanmalı ve dindaşlarını, ümmet birliğini, aynı inancı paylaşan kardeşlerini düşünerek onları zulümden kurtarmak için çaba içinde olmalı. Bunu dile getirmek, konuşmak, yazmak bir yere kadar. Eylemler artık icraata dönüşmeli, yani el ile düzeltmeli. Son noktaya gelmemek lazım. Buna da güç yetiremeyen kalbiyle düzeltsin, o imanın en zayıf noktasıdır. Kalp artık acizsin, bir şey yapamıyorsun, elinle düzletmiyorsun kötülüğü. Gücün yok o zulmü engellemeye, dille de düzletmiyorsun. Yazdın, çizdin kalben buğzet o zaman diyor. Ama bu noktaya gelmemek lazım. Birinci husus Müslümanlar olarak güç birliği, baştaki idarecileri buna yönlendirecek tepkiler, nasihatler, uyarılar. Buna rağmen bunu yapmayanlara Allah’ın ahiretteki azabını hatırlatmak, Müslümanların dertleriyle dertlenen idarecilerin başa gelmesi için çabalamak. Bakın yapabileceğimiz çok şey var. 57 Müslüman ülkenin başkanlarına şunu sormak gerekiyor: ‘Bugün değil de başka ne zaman Müslümanlara el uzatacaksınız, yardım edeceksiniz?” ifadelerini kullandı.