Dünya gün geçtikçe karışık bir hal alıyor ve bu karışıklık büyük bir buhranı beraberinde getireceğe benziyor.
Bütün dünyada bu durum varken Türkiye de bundan nasibini alıyor ve maalesef karışıklığın en çok olduğu yerlerden biri haline geliyor. Özellikle son beş yılda anlamsız ve bizi ne yöne götürdüğünü bilmediğimiz olaylar içerisindeyiz.
Bir dönem her gün bombalı eylemler oluyordu. Sonra siyaset kanalları büyük yara aldı. Derken bombalı eylemler durdu. Şu an herkeste bir korku hâkim.
Geçen sene bu zamanlar Türkiye'nin dört bir yanında şiddetli karışıklık vardı. Şimdi ise yerini sessiz ve herkesin merakla anlamlandırmaya çalıştığı bir karışıklığa bıraktı.
Geldiğimiz noktada kimin güvencesi var. Ya da diğer şekille soralım şu aşamada kim kendisini huzurlu ve güvende hissediyor. Yıllardır var mıydı dediğinizi duyar gibiyim ama son yıllarda yaşadığımız çok farklı bir şey.
Ülkelerin geçiş aşamaları olur. Bu gayet doğal bir şeydir.
Biraz geriye gidersek sonuçta ülkede hükümet ve yıllarca devlette yer edinmiş bir yapı arasında bir çatışma var.
İkisinin savaşında ülkenin bir git gel yaşaması doğal karşılanabilir. Ve bu arada ülkenin geçirdiği bir darbe girişimi var. Her ne kadar tam olarak aydınlanmasa da ve var olan savaşı daha da körüklese de bu girişim her ülkenin zor atlatacağı bir olay.
İnsanların gelecek için iğne ucu kadar bile olsa bir ışık görme ihtiyaçları nasıl giderilecek.
Soğuk savaş dönemindeki iki kutbun birbiriyle zıtlaşması ve iki kutbun da güçlü olması için de kullanılan bu "dehşet dengesi" nasıl normalleşecek.
Tamam, şu an hükümet gücünü gösteriyor ve darbeci olarak gördüklerini yargılıyor ama bu aşamada ülkenin de bir hak hukuk adalet rayına girmesine de gerek yok mu?
Yıllarca cemaatin en etkili ve önemli kişilerinin yönlendirmesiyle atılan adımların bu ülkeyi nereye götürdüğü görülmüyor mu?
Bu kişilere hiçbir şey olmazken yıllarca onlara karşı savaşanlar hapislerde.
Bu kargaşa elbet geçer. Ülke elbet rayına girer. Ama yıllar sonra konuşulacak olan hak ihlalleri olacaktır.
Elbette suçlular vardır. Ve ortada bir darbe girişimi varsa kimden gelirse gelsin verilebilecek en ağır ceza verilmeli. Verilmeli ki bir daha kimse aklından dahi geçirmesin ama bu ceza aşamasında hukuktan ayrılmamalı.
Hukuk bir gün hepimize yarayacaktır.
Cumhuriyet tarihine baktığımız zaman hatta dünya tarihine de baktığımız zaman gördüğümüz hep hukuksuzluk yapanların bir gün hukuk için çabaladıklarıdır. Çünkü hukuk bütün insanlar arasındaki görünmez bir bağdır. Toplumsal yaşamın çimentosudur. Ona gelecek olan zarar hepimizi ayrı bir yere savurur ve toplumsal yaralanmalarımızı gün geçtikçe artırır.
Ortada bir darbe girişimi var ve bununla birlikte gelişen dava süreci daha da büyüyecek. Ama bu süreçte hukuka bağlı kalınarak hem halkın desteği artırılabilir hem de Ergenekon, Balyoz benzeri davalar gibi sulandırılması engellenebilir. Aksi takdirde bin yıllar ceza verilen Ergenekon, Balyoz davaları gibi birkaç yıl sonra bu dava da düşer olan öldürülen onlarca insana olur…