Alman Başbakan Angella Markel demiş ki, ben bu Müslüman Miletlere hayret ediyorum. Hindistan'da yüz tane tanrı, sekiz yüz tane din vardır, ama birbiriyle gül gibi geçinirler.
Müslümanların ise Allah'ı bir, Kitabı bir, Peygamberi, bir dini fakat sokaklarını kan gölüne çevirmişler.
Bu kadın ne amaçla söylemiş bilmiyorum, ama doğruya doğru demek durumundayız.
Biz halkı Müslüman olan ülkelerinin durumunu acı bir şekilde özetlemiştir.
Halbuki Peygamberimizin meşhur iki hadisidir, “vallahi diyor siz birbirinizi sevmedikçe Cennete giremezsiniz”. “Komşusu elinden emin olmayan bir kişi bizden değildir.”
Biz ise bunun tam tersini yapıyoruz, Cennette girmek için hayatı birbirimize Cehenneme çevirmişiz.
Bunu yaparken de hiç ağzımızdan düşürmediğimiz, efendim dış güçler, devlet adamlarımız da sıkıştıkça arkasına sığındıkları bu dış güçlerde suçu ararlar.
Muhakkak ki dış güçler dedikleri, başta İngiliz ve İsrail istihbaratları olmak üzere Müslüman ülkelerde faaliyetleri vardır, bu dünya siyasetinin bir kirliliğidir.
Fakat ana neden bu değildir, bu birazda bizim yapımız ve felsefemizin ile ilgilidir.
Dış güçleri ağızlarına dolandıran kardeşlerime biraz bilgi, dört halife devrinden sonra gelen Emevilerin yaptığı zulmü haksızlığı, insanın söylemeye dili varmıyor ve onların yetiştirdiği Hacaci Zalim gibiler zamanında dış güçler var mıydı?
Abasiler İktidarı ne şekilde Emeviler'den aldığını bir çoğumuz biliriz, bilmeyenlere ben söyleyeyim.
Abasiler Emevillerin ölen halifelerin mezarını açıp kemiklerini parçaladılar, bunu hangi dış güçlere uyarak yaptılar.