BİR KÜRT YAZARIN HİKAYESİ (1)

      Mehmet 1954 yılında Batman merkeze yakın bir köyde çiftçi bir ailenin çocuğu olarak  dünyaya geldi.

Yedi yaşında İlkokula gitti, önceleri hiç Türkçe bilmediği halde daha üçüncü sınıfta iken, Öğretmeni onun kitaplara olan sevgisini gördü ve onu okuma kolu başkanı yaptı.

İlk okulu bitirdiği 1965 yılında arkadaşları arasında bir Tarihçi olarak adlandırıldı.

     Mehmet okula davam etmedi, medreselerde dini eğitime başladı, beş sene sonra bu eğitimi de yarıda bırakarak hayata atıldı, 1975 yılında askerliğini bitirdi, dışarıdan Orta okul ve Liseyi okudu, ama o her zaman kitap okuyup ve akılına estiği her şeyi yazdı.

2000'li  yılların başında elli yaşlarına yaklaştı, yazdığı hatıralar, seyahatler, maceracı olaylar bir sürü kitap olabilirdi ve düşündü neden ben bir yazar olmayayım.

Orda kararını verir çok sevdiği Tarih konulu roman yazmayı kafasına koyar, bir de Kürtçe yazmak ister ama bir sorun vardı, eğitimi görmediği için Kürtçe yazamıyordu.

Sonunda buna bir çare buldu, Nûbihar dergisinin açtığı Kürtçe kurslarına katılıp bu sorunu giderdi.

    İlk kitabı Suriye sınırındaki kaçakçılık ve Koçerlerin durumunu anlatan kısa bir romandı, biraz rağbet gördü, sonra pêş pêşe tarihi romanlar yazdı, başta TRT KURDİ bazı Tv'lerin dikkatini çekti, defalarca o bu Tv'lere çıkıp kitaplarını anlattı.

Ama o hep Irak Kürdistan yönetiminin Tv'lerinin ilgisini bekledi, bir türlü olmadı.

Bunlardan dört tanesi bir olay için Batman'a gelmişlerdi bu ona umut oldu, hemen yanlarına koştu, kitaplarını yayınlarlar diye birer ikişer onlara hediye etti, ama nafile ertesi gün baktı ki bu Tv'ciler o Kitapları aldıkları yerde bırakmışlar.

    Mehmet hayal kırıklığına uğramıştı derken, yeni bir umut Nubihar yayınları onu o sene Erbil'de açılan Fuara davet etmişti, çok sevindi.