Emekliler... Hayatın yükünü omuzlamış, yıllarını çalışarak geçirmiş, şimdi ise yaşlılık aylığı ile hayatta kalmaya çalışan vefakâr vatandaşlarımız. Onlar için çoğu zaman “bir ayağı dünyada, bir ayağı mezarda” derler. Ancak bugün, onların içlerindeki haykırışı duyurmak boynumuzun borcu oldu.
Sık sık sohbetlerde sitem ederler: “Aytekin Bey, emeklilerin sorunlarını neden köşenize taşımıyorsunuz? Sesimizi neden duyurmuyorsunuz?” diye. Aslında onları çok iyi anlıyorum, çünkü ben de bir asgari ücretli emekliyim. Batman’da aldığım emekli maaşı bir ev kirasına dahi yetmiyor.
Bu hafta emekli kardeşlerimizin sesi olmayı görev bildim. Elbette yerel bir gazetenin etkisi ne kadar olur bilinmez, ancak Batman Pusula Gazetesi'nin her sayısının Meclis’e kadar ulaştığını biliyorum. Sosyal medya ve internet üzerinden de sesimizi duyuruyoruz. Fakat yine de, kim duyar bilinmez...
Açlık Sınırının Altında Yaşamak
Gelin görün ki, asgari ücretli emeklinin aldığı yaşlılık aylığı, açlık sınırının çok altında kaldı. TÜİK verilerine göre açlık sınırı 23.500 TL iken, emeklinin aldığı maaş 14.500 ile 17.000 TL arasında değişiyor. Bu maaşla ne kira ödenir ne de pazara çıkılır. Hatta hastalanınca doktora gitmek bile lüks hâline geldi.
Peki ya prim farkları? Altı bin, yedi bin, hatta dokuz bin gün prim ödeyen emekliyle üç bin beş yüz gün prim ödeyen EYT emeklisinin aynı maaşı alması adalet midir? Arada büyük bir prim ödeme farkı varken, nasıl oluyor da aynı maaş bağlanıyor? Emekliler bu hesabı anlamakta zorlanıyor.
Kamu Emeklisi ile Asgari Ücretli Arasındaki Uçurum
Bir başka sorun ise kamu işçisi emeklileriyle asgari ücretli emekliler arasındaki uçurum... Kamu işçisi emeklisi 60-70 bin TL maaş alırken, asgari ücretli emeklinin maaşı bunun üçte biri bile değil. Önümüzdeki yıllarda bu fark daha da açılacak ve kamu işçisi emeklilerinin maaşları 100 bin TL’yi bulacak. Bu uçurumun mutlaka kapanması gerekiyor.
Geçim İmkânsız Hâle Geliyor
Bir zamanlar asgari ücretin üstünde seyreden emekli maaşları, artık asgari ücretin de altında kalmış durumda. Hükümetin bu feryadı duyması gerekiyor. Maliye Bakanı’nın bu konuda bir çalışma başlattığını biliyoruz, ancak henüz bir açıklama yapılmadı.
Bugün emekli maaşı, kaloriferli bir evin kirasına bile yetmiyor. Eğer bir asgari ücretli emeklinin başını sokacak bir evi yoksa, aile desteği almıyorsa, belki de yakında onları çadırda yaşarken göreceğiz. Durum gerçekten bu kadar vahim.
Sesimize Kulak Verin!
Değerli yetkililer, sesimizi duyun! Asgari ücretli emeklinin maaşlarına acilen bir düzenleme getirilmesi gerekiyor. Emeklilik prim katsayısının adil şekilde belirlenmesi, özel sektörde çalışan işçilerin primlerinin doğru yatırılması ve mağduriyetlerinin giderilmesi şart.
Bu köşe yazısı, asgari ücretli emeklinin sesi olabilmek adına kaleme alındı. Umuyorum ki sesimiz duyulur ve maaşlarda gerekli düzenlemeler yapılır.
Hoşça kalın...