ALİMLERİMİZ (1)

Alim Arapça bir kelime olup, manası bilen kişileri kast eder, bunun Türkçe karşılığı bilgin de diyebiliriz, hani herhangi bir konuyu incelerken işte Bilim adamları şunu söyledi, Bilim adamları bunu yaptı deriz.

    Ama bizim aramızda Alim deyince biz dini alimleri anlarız, ve bu şekilde algılarız.

Alimler topluma yön veren değerlerdir, yani dini alimler dine önderlik eden şahsiyetlerdir.

Dini konularda sıkıştıkça onlara baş vururuz onların bildiklerinden faydalanırız.

Bizim toplumuzda özellikle Mele dediğimiz Alimlere derin bir saygı vardır.

Burada şunu söyleyeyim. Altmışlı ve Yetmişli yıllarda, bulunduğumuz köy ve Meskenlerde, davaların yüzde Sekseni ve daha Fazlası, bu Meleler çözerlerdi.

Yani bu Meleler aynı zamanda birer Kadı, Savcı ve Hakimlik görevini onurlu bir şekilde yaparlardı.

    Günümüzde gelişen teknoloji ve imkanlarla Alimlerin sayısında bir hayli artışta olmuştur.

Bir zamanlar bir köyde veya bir mesken mahallede bir veya iki kişi olan Alim sayısı, bugün yüzlerle binlerle sayıla bilir.

    Belki Hz. Muhammed bu günleri gürmüş ve demiş ki, “Alim sadece bilmekle olmaz, Alim o kişidir ki kimsenin tesiri veya hatırı için değil hak ve hukuk için doğruyu söyleyen kişidir”, Saidi Nursi de Alimler için sunu söylemiş.